İnsanlığın geleceği
İnsanlığın geleceği nasıl olacak? Birey olarak geleceğimizi merak ettiğimiz gibi makro birey olan insanlığı da merak ederiz. Kişi özel geleceğini düşünürken çevresini de düşünür. İnsanın sosyal oluşu her şeyde diğerlerini de hesaba katma gereği doğurur. İnsan çevresiyle vardır. İnsanlık da öyledir. Diğer bireyler, mesela ailemiz, eşimiz ya da gıdalarımızı üretenler, temizlik ve ulaşım görevlileri vs. olmasa bugünkü anlamda biz, yani insanlık olmazdı. Birbirimize güvenip, bağlanmasak yok olurduk. Birey için diğer bireyler, insanlık için de diğer canlılar olmalıdır. Her ne kadar biz bunu hep inkar etmiş ve insanlık olarak tekmiş gibi yaşadıysak da insanlığın devamını sağlayan, insan haricindekilerdir. Yediğimiz, içtiğimiz her şeyi, aldığımız nefesi ve bulunduğumuz coğrafyayı diğer canlılara borçluyuz.
Diğer insanlar olmasa birey de hayatını sürdüremez, diğer canlılar olmazsa insanlık da yaşayamaz. Biz kendi içimizde kısmen hayatı devam ettirsek de, insanlık olarak diğerlerini, doğayı katlediyoruz. Geleceği merak etmeden önce bunu söylemenin önemi büyüktür. Çünkü bir gelecek olması için yaşayacak ortamımızı yok etmememiz gerekir. Bir kişinin gıdasını, güvenliğini, ulaşımı sağlayan kişileri farkında olarak öldürmesi olayıyla karşı karşıyayız. Ama çok daha büyük ölçüde: insanlık olarak.
- Yok edersek bir geleceğimiz olmaz. Yok etmeyi biraz daha açalım. Bitkiler milyonlarca yıldır karbondioksit alıp oksijen veriyor. Biz bitkileri öldürüp yakarak bu işlemi tersine çeviriyoruz.
- Milyonlarca yıldır toprağın altında olan fosil bitki kalıntılarını(petrol) 100 senede bitirerek onları da karbondioksite çeviriyoruz. Bun
- Her şeyi yakıp, tüketerek hem sonlu bir şeyin bağımlısı oluyoruz, hem de atmosfere salınan karbon dünyanın üstünü örterek soğumasını engelliyor. Küresel ısınmaya neden oluyoruz.
- Milyarlarca yılda oluşan madenleri öyle şuursuzca harcıyoruz ki: 100 sene sonra madenlerin %90’ı tükenecek .
- 70 kg. lık bir adamı 3 tonluk arabayla taşıyoruz. 5.000 km ötede yetişen meyveleri yiyoruz. Spor salonuna koşmaya arabayla gidiyoruz.
- 1900 yılında dünya nüfusu 1.5 Milyardı, 2040’ta 10 milyar kişi olacak. Bir kısım insan diğerlerini köle olarak kullandığı ve hakkı yendiği için anlaşılmıyor. Ama dünya bize yetmiyor. Bir Amerikalı Afrikalıdan 50 kat daha fazla enerji tüketiyor. Bütün dünya Amerikalı ve Avusturalyalılar gibi yaşasaydı 4 tane dünyaya ihtiyacımız olacaktı.
Bunlar insanlığın geleceği ile ilgili akla gelen çok ufak şeyler. Böyle sıralayıp okumayı güçleştirmek yerine yapılması gerekeni söylemeli.[dmy.info/felsefe-nedir] Bir geleceğin olabilmesi için tüketim alışkanlıkları değiştirilmeli. Mümkün olduğunca az çöp çıkarmak en basit kişinin bile yapabileceği bir iştir. Bir kişinin bile hayatı boyunca tutumlu olması insanlığa ve dünyaya yapılmış inanılmaz bir katkıdır. Tüketimi azaltın. Diğer bitki ve canlılara yardım edin. Doğa sayesinde varız ve doğa yoksa biz de yok oluruz. Her şey mevcut şekilde devam ederse savaşlar çıkacak. Savaşla beraber hastalıklar, açlık ve katliamlar yaşanacak. Kıt kaynaklar üzerindeki savaşlar başlamış durumda. Bugün petrolü olan ülkelerin vay haline. Bunlar çoktan ateşle kavruluyor. Yarın suyu, toprağı olan yerlere demokrasi ve özgürlük gelmesi işten bile değil. İnsanlığın geleceği geçmişinden daha acı dolu olacaktır.
İnsanlığı birkaç kapitalistin yok etmesi gibi, canlılığı da insanlık denen bir avuç canlı yok ediyor. Gelecek hiç de parlak değil. Yalnızca diğerlerini öldürenler ve yeterince zalim olanlar yaşayacak. Petrol savaşlarında bunu görebiliriz. Dünyanın en ileri medeniyetlerinin nasıl bu kadar cani olduğuna şaşırabiliriz. Kapitalizm bugün ülke olarak bizim kapımızdadır. Küresel sömürü düzenine alet olmazsak ve kendi doğal düzenimizi kurabilirsek her şey farklı olabilir. Yoksa yüzyılın sonunda güçlü olanlar güçsüzlerin kaynaklarını ele geçirecek ve sömürü kendini de bitirene kadar devam edecektir.
Ezilenler ezenlere yetişmek, “gelişmiş” olmak için çabalamamalıdır. Gelişmişlik ve batı güç kullanımında gelişmişliktir. Dünya sömürü ve savaşlarla büyüyen batı kültürünü yaşıyor. Batı kültürü bir kanser gibi önce çevresini sonra kendini tüketecek. Tabi dünya böyle devam ederse. İnsanlığın geleceği biz onu değiştirmezsek çok yakın bir zamanda yok olacak. Binlerce yıllık kültürü 200 yılda yok etmiş olacağız. Bunun olmaması için sanayi ürünlerinden uzaklaşın. Batının alışkanlıklarını bırakın. Batı kültürü, siyaseti ancak sömürüden anlar. Doğaya uyum sağlamak ve tüketimi hiç olmazsa azaltmak öncelikli amacımız olmalıdır. Önce diğer bireyleri, ailemizi, halkımızı, insanlığı fark etmeliyiz. Sonra insanlık için hayati olan diğer canlıları, varlığı benimsemeliyiz. Biz birbirimiz olduğu için varız. www.dmy.info Bakınız: Dünya Belgeseli
İnsanlık bitmiş
Belki de günümüz yeni dünyasının en büyük problemi, tüketim kültüründen kaynaklanan ve ‘çok gelişmiş’ dediğimiz, sömürgeci, kapitalist sistemlerin dayattığı özellikle teknolojiyi ve diğer malları gerekli/gereksiz satın almamız ve bunları azgın bir iştahla savurgan bir şekilde kullanmamızdır denilebilir. Bu açıdan bakıldığında, yaşadığımız dünyayı sürdürülebilir, doğaya karşı değil, doğayla beraber var olmanın inşasını kurmak son derece önemlidir. Bunu gerçekleştirmek için, toplumu oluşturan bireylerin yaşam kültürünü değiştirmek ve konu ile ilgili sağduyulu davranmalarını sağlayarak tüketim alışkanlıklarını değiştirmek ve davranış değişikliğine gidilmesi hayati öneme sahiptir. Yeşilin, toprağın, suyun, temiz havanın, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanıldığı, organik yiyeceklerin yetiştirildiği, ulaşımın rahat ve konforlu olduğu ve yakıtının tabii olduğu, huzurlu yaşam alanlarının olduğu bir dünya düzeni gereklidir.
Bu konuyu şu şekilde açıklamak daha da faydalı olacaktır: ‘İnsan, küçük bir kainattır, kainat da büyük bir insandır.’Bu perspektiften bakıldığında ihtilaf değil, ittifakın gerçekleşmesi söz konusu olmaktadır. Yani doğa-insan çatışması değil, doğa-insan uyumu veya ahengi söz konusu olmaktadır.
DAHA YAŞANABİLİR BİR DÜNYA VE İNSAN ONURUNA YAKIŞIR BİR HAYAT İÇİN EL ELE DİYORUM..
Çok güzel özetlemişsiniz. Düşman olduğumuz şey aslında bizim temelimiz. Doğanın rakibi değil kendisiyiz. Bunu acilen görmek gerekiyor.
Allah razi olsun hocam….Yuregınıze saglık…..Selam ve dua ile kalın…
İNSAN, EŞYA VE VAKIA İLE OLAN İLİŞKİSİ.İnsan arzı imarla mükelleftir.
KAİDELERİN KONUŞTUKLARINDAN ….DÜNYA’YA KÖKLÜ ÇÖZÜM…