Tarlayı makine sürüyor. Ürünü makine taşıyor. Makine satıyor. Makine yapıyor, yazıyor, taşıyor, tutuyor, koruyor, yakıyor, söndürüyor… Çayı, kahveyi makine yapıyor. İşsizlik aslında işi başkasına yaptırmaktan kaynaklanıyor. Dünyada yeterince iş var, yalnız çalışan biz değiliz, bizim kölelerimiz. Robotlarla dolu bir gelecek hayalimiz boşuna değil, elimizde bir iki iş var onu da robotlara(Çekçe, köle) yaptıracağız. Sonra da yok olmaya niyetliyiz. Yapacak iş kalmayınca dünyada durmanın anlamı olmayacak. Gidişat bunu gösteriyor.
Aslında insanın işi doğal olarak vardır. İnsan doğanın bir parçasıdır. Para ile terbiye edilerek özünden uzaklaştırılmadan önce meşguliyetini sağlayagelmiştir. Özgür bırakılsa tarih boyunca yaptığı gibi geçimini sağlayacaktır. Uğraş her zaman vardır. Gıda elde etmek bir yana, sanatla uğraşmıştır. Nitekim insanın uğraşı para kazanmak değil hayat kazanmaktır. Öteden beri gıdasını elde ettikten sonra evi ve ailesi için uğraşmıştır. Dahası güzellik üretmiştir.
İş sahibi olmak şehirlerde sıkışmış modern insanın bir zarureti haline gelmiştir. Kırsal yaşamda kendi gıdasını sağlayan, eviyle ve ailesiyle meşgul olan insanın cv hazırlayıp işlere başvurma ihtiyacı yoktur. Modern toplumdaki iş hayat kazanmak anlamına gelmemektedir. Eskiden iş fiziksel ihtiyaçları gidermek iken çağımızda toplumda yer edinme çabasıdır. Yer edinmeye çalıştığımız toplum da insanlık odaklı değil, kar odaklı işlemektedir. Yani insan bir yer edinse de bu kendi zararına çalışan bir mekanizmayı yürütmek ve sonunda kendini tamamen işsiz-gereksiz bırakmak içindir.
İşsizlik sorunundan ziyade, kendi kuyusunu kazan insanın işe muhtaç kalması söz konusudur. Serbest bırakılan ve bencilliği yüceltilen sistemde iş başkaları için iştir. Aslında kimse işsiz değildir, işsizlik sömürülmemiş emek anlamına gelir. Bu da insandan daha ucuz bir iş gücü olan makineler sayesindedir. Daha ucuzunu, daha insandan azat yolunu bulduktan sonra sermaye insanı elemeye devam edecektir.
Makineleşmenin ne kadar büyük tehdit olduğunu tahayyül edemeyenler için küçük bir örnek verelim. Elli yıl önce bir makinenin kendi başına bugünkü işleri yapması tahayyül edilemiyordu. Üretimde makineleşme zaten hat safhada, insana kalan ise hizmet sektöründe yer almak. Ne var ki makineler hizmet sektöründeki işlerin çoğunu yapabiliyorlar. İstihdamın %55’inin hizmet sektöründe sağlandığını göz önüne alırsak tehlikeyi fark edebiliriz. Hizmet başkasının kendi başına yapacağı bir şeyi sizin yapmanız demektir. yemek yapmak, eğitim, güvenlik gibi iş alanları hizmet sektörüne dahildir.
İşsizlik sorunu insana iş bırakmayan insanın kendini yok etmesine bir örnektir. İş bulmak bireyin toplumda yer edinmesi içinse de insanlığın mevcudiyeti anlamına da gelmiştir. İnsanın işinin olması, insanın mevcut olacağı anlamına gelecektir. İşi yoksa insana da ihtiyaç kalmadığından tehlikeli zamanlar bizi beklemektedir. İş varsa insan olacaktır, yoksa makineler bizim yerimize geçecek, biz de olmayacağız.
Ne güzel özetlemişsiniz hocam.
Güzel
peki ne yapalıyım bir birey olarak ? kimse çözüm önermiyor hep eleştiriyor . hergün daha kötü bir dünyaya uyanıyoruz her gün durum daha da kötüleşiyor