Biliş: zekanın işleyişiyle ilgili, kognitif(en.cognitive) demektir. Düşünme, öğrenme ve hatırlama süreçlerinin genel adıdır. Bilişsel gelişim ise: bireyin anlamasını ve öğrenmesini sağlayan, zihinsel faaliyetlerdeki gelişimidir. İnsanın doğumdan itibaren kat ettiği bilişsel gelişmeleri konu alır. Nörobilim ve psikolojinin birlikte çalıştığı bir alandır. Bilginin işlenmesi, kaynakları, algısal yetenekler, dil öğrenme ve beyin gelişiminin diğer yönleri hakkında çalışır. Bilişsel gelişim: insanın düşünme ve anlama yeteneği edinme sürecidir. Çocukların dünyayı anlaması, yetişkin birey olana dek düşüncelerindeki değişiklikler ve zihinsel faaliyetlerdeki gelişmeler bu disiplinin odak noktalarıdır. En ünlü ismi Jean Piaget(Jan Piaje)’dir.
1. Jean Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
Dünyaya geldiğinde hiçbir zihinsel yapıya sahip olmayan çocuk, acaba nasıl yetişkin gibi düşünebilmektedir? Piaget böyle bir soruyla yola çıkmıştır. Ona göre bilişsel gelişimin temel düşüncesini organizmanın çevreye uyum yeteneği oluşturur. Piaget, çevreye uyum sağlayabilmek için, denge – dengesizlik – yeniden denge yani dengeleme sürecini izlediğini savunmuştur. Çocuk aktif olmalıdır. İçsel motivasyon çok önemlidir. Eğitimin en önemli amacı yaratıcı düşünme ve eleştirel düşünme becerisinin kazandırılmasıdır. Piaget’nin bilişsel kuramına yöneltilen bazı eleştiriler: Dönem arasındaki yaş geçişlerinin değişkenliği, gelişim için dengelemenin gerekli olmaması ve biyolojiye çok fazla vurgu yapmasıdır. Klinik yöntemleri de tartışmalıdır. Ona göre zihinsel gelişimi etkileyen faktörler:
- Olgunlaşma: Doğuştan gelen refleksler yaşa bağlı olarak amaçlı davranışlara dönüşür. Olgunlaşma gelişimin fiziksel yanıyla ilgilidir.Bireyin bir işi yapabilecek fiziksel özelliklere sahip olmasıdır. Birey olgunlaştıkça zihin gelişimi de paralel bir şekilde ilerler.
- Aktif Yaşantı (Deneyim): Uyarıcıların etkisi çevre ile ilgilidir. Alınan her uyarıcı bir başka uyarıcıyla bağlanarak kodlanmaktadır. Deneyim, bireyin dünya üzerinde etkinlikte bulunmaya ve bu eylemlerinin sonuçlarını gözlemesidir.
- Toplumsal Etkileşim (Kültürel Aktarım) İçinde bulunulan toplum da kişinin zihin gelişimini etkilemektedir. Piaget, elde edilen şemaların çoğunun sosyal aktarımla oluştuğunu savunur. Toplumsal aktarım, çocuğun anne, baba, komşu, arkadaş, öğretmen gibi çevresindeki insanlardan öğrendikleridir.
- Dengelenme: Zihnin dengelenme eğilimi de zihnin gelişimini etkiler. Yeni öğrenilen bilgiler önce dengesizlik doğurur, sonra dengeye kavuşurlar. Denge > Dengesizlik > Denge > Dengesizlik… Organizma gelen yeni bir bilgi ile önceden var olan denge üzerinde bir dengesizlik yaşar. Bu dengesizlik organizmayı yeniden denge kurmaya sevk eder. Böylece alt düzeydeki dengeden üst düzeydeki yeni bir dengeye ulaşılır.
A. Piaget’nin Zihinsel Gelişim Kuramında Temel Kavramlar: Şema, Uyum sağlama, Örgütleme.
1. Şema: Dünyayı tanımak için zihinde oluşan algı çerçevesidir. Şemalar, insanın çevresindeki problemleri anlama, çözme yapılarıdır. Şema yeni gelen bilginin yerleştirileceği çerçevedir. Şemalar, sürekli olarak olgunlaşma ve yaşantı kazanma yoluyla değişmeye uğrayıp yeniden organize edilir.Örnek: Koyunları ilk kez gören çocuk “baba köpeklere bak” der. Çocuk koyunun anlamını bilmemektedir. Koyunları kendindeki en uygun şema olan “köpek” şemasına uydurmuştur. Koyunun köpek olmadığını anladığında onun için yeni bir şema oluşturacaktır.Bireyin etrafında algıladığı bir obje, durum veya problemi temsil eden zihinsel yapı ve düşünme örüntüsüdür ve bilişsel bir süreçtir. Piaget’e göre bütün bebekler yaşama, görme, tat alma, dokunma, işitme, yakalama gibi duyusal motor şemalarla başlar. Zihinsel şemaların büyük çoğunluğu çocukluk ve ergenlik yıllarında oluşturulmaktadır.
2. Uyum Sağlama İki şekilde ortaya çıkar:
1.Özümseme: Yeni öğrenilen bir şeyin şemaya yerleştirilmesidir. Karşılaşılan yeni bir olayı, fikri, objeyi kendisinde daha önce var olan bilişsel yapı içine alma sürecidir. Yeni bilgiyi var olan şemaları kullanarak algılamaktır. Örnek: Çocuğun “Deniz atını” bildiği ata benzetmesi.
2.Uyum kurma : Şemayı uydurmadır. Mevcut şemayı yeni durumlara, objelere, olaylara göre yeniden değiştirme, biçimlendirme sürecidir. Örnek: Koyunları köpek şemasında özümseyen çocuk, koyunlarla etkileşimde bulunduğunda, koyunların köpeklerden farklı olduğunu görür ve köpeklere ilişkin şemayı yeniden düzenler.
3. Organize Etme(örgütleme): Çocuk için yeni olan her şey bilişsel dengeyi bozar, özümseme ve uyum süreçleri ile bu denge yeniden kurulur. Böylece keşfetme ve anlama sürecine bağlı olarak davranışlar yeniden organize edilir.Örgütleme, organizmanın içinde bulunduğu sistemi korur ve geliştirir. Ayrıca ilerleyen süreçte tekrar kullanılmak ya da yeni bilgi kazanımını sağlamak üzere, bilgileri birbirleriyle olan bağlantıları, farklılıkları ile bir bütün haline getirir.
B. Piaget’nin Bilişsel Gelişim Kuramı’na Göre Bilişsel Evreler
1. Duyusal Hareket(motor) 0-2 yaş:
Kendi içinde üç dönemde incelenir. a.Birinci Döngüsel (devresel) Tepkiler (0-4 ay)b. İkinci Döngüsel (devresel) Tepkiler (4-12 ay) c. Üçüncü Döngüsel (devresel) Tepkiler (12-24 ay)
- Taklit, bellek ve düşünmeden yararlanmaya başlama
- Nesnelerin saklandıklarında yok olmadıklarını anlamaya başlama
- Tepkisel davranışlardan amaçlı davranışlara geçme, dairesel hareketlerde bulunma.
2. İşlem Öncesi 2-7 yaş
- Derece derece dil gelişimi ve sembolik biçimlerde düşünme yeteneği
- İşlemleri tek bir yönde mantıki olarak düşünebilme
- Bir başkasının görüş açısından bakabilmede güçlük çekme
- Birlikte monologlar ve paralel oyunlar oynama
İşlem öncesi dönem sembolik ve sezgisel özelliklere sahiptir. İki aşamada gerçekleşir:
1. Sembolik: dil gelişiminin en yoğun olduğu evredir. Nesnelerin yanı sıra semboller gelişir. Çocuklar çevrelerindeki olayları ve varlıkları kendilerine özgü sembollerle taklit ederler. Nesneleri yalnızca tek bir özelliklerine göre sınıflandırabilirler. Belirli bir sıra ya da dizide verilen nesnelerin eşlerini aynı sıraya koyabilirler. Ancak tersinden sıralamaları istendiğinde başarılı olamazlar.
2. Sezgisel: Sembolik düşünme devam eder. Ancak düşünme biçimleri tek yönlüdür. Nesne ya da işlemleri bütün olarak akıllarında tutamazlar. Dolayısıyla tersine düşünemezler. Örneğin, kendilerine belirli bir sırada verilen nesnelerin eşlerini aynı sıraya koyabilirler. Ancak nesneleri tersine sıralamaları istendiğinde başarılı olamazlar.Döneme sezgisel denmesinin nedeni ise çocukların birçok konuda kendilerinden emin gözükmelerine karşın, emin olduğu konuları nasıl bildiğinin farkında olmayışlarıdır.
3. Somut İşlemler 7-11 yaş
- Somut problemleri mantıklı bir biçimde çözebilme
- Koruma yasalarını anlama, sınıflama ve diziler oluşturma
- Tersine dönüşebilirliği anlama
- Kuralları izleme
4. Soyut İşlemler 11-15 yaş
- Soyut problemleri mantıklı bir biçimde çözebilme
- Dü şünmenin daha bilimsel bir düzeye ulaşması
- Sosyal konular ve kimliğe ilişkin ilgiler geliştirme
2. Jerome Bruner’in Bilişsel Gelişim Kuramı
Bruner’e göre bilişsel gelişim, tepkilerin uyarıcıdan bağımsız hale gelmesidir. Gelişim, bilgiyi işleme ve depolama süreçlerinin gelişimine bağlıdır. Bilişsel gelişim için sistemli bir öğretici öğrenici etkileşimi gereklidir. Bilişsel gelişimde dil önemli bir rol oynar. Bilişsel gelişim üç dönemde incelenir:
- Eylemsel dönem (0 – 3 yaş): Eylemsel evrede çocuk nesnelerle doğrudan etkileşerek,başka bir anlatımla yaparak,yaşayarak öğrenilir.Örneğin yürümeyi ya da bisiklete binmeyi öğrenme,eylemsel etkileşimlerle gerçekleşir Piaget’in duyusal-motor dönemiyle örtüşür.
- İmgesel dönem (3-6 yaş): İmgesel evrede bilgi,sözcükler ve kavramlar yoluyla edinilir.Bu evrede gelişmiş olan dilsel ve görsel algılar yoluyla değişik durum ve yaşantılar imgeler halinde formüle edilerek zihne aktarılır. Piaget’in işlem öncesi dönemiyle örtüşmektedir.
-
Sembolik dönem (6 -18 yaş): Sembolik evre de yaşamın tümüyle mecazlar,formüller ve simgeler yoluyla kavranmasının anlatımlıdır.Buna göre bilim adamları,doktorlar ve müzisyenler yaygın biçimde sembolik sistemi kullanırlar.
3. Lev Vgotsky’nin Bilişsel Gelişim Kuramı
Vygotsky, bilişsel gelişimle ilgili sosyal bir kuram oluşturarak, Piaget`nin “bilişsel gelişim çocuğun neredeyse tek başına gerçekleştirdiği süreçtir” düşüncesine karşı çıkar. Vygotsky, bilişsel gelişimi açıklamada içselleştirme, yakınsal gelişim alanı ve destekleyici kavramlarını kullanır. Ona göre yaklaşık 2 yaşına kadar çocukların bilişsel gelişimnde “doğal çizgi” hakimdir; ancak bu çizgi daha sonra yerini “kültürel çizgiye” bırakmaktadır. Yani bilişsel gelişim sadece çocuğun kendi keşiflerinin değil, aynı zamanda çevreden edindiği yaşantıların da bir eseridir. Piaget’in olgunlaşma ve kalıtım vurgusunun aksine; sosyal öğrenme ve işbirliğine vurgu yapar.
Bilişsel gelişimin kaynağı kişisel psikolojik süreçler değil, sosyal çevredir. Öğrenciler birbirleriyle işbirliği içerisinde çalışmalı ve bu şekilde çalışmaya özendirilmelidir. Sadece bireysel değil, grupla da değerlendirme gerçekleştirilmelidir. Psikolojik etmenlerin kültür tarafından biçimlendirildiği unutulmamalı, kültürel değerlere eğitim sürecinde yer verilmelidir. Öğretmenler, öğrencilerini büyük ölçüde bağımsız bırakmamalıdır.Vygotsky`nin eğitime yapmış olduğu önemli katkılardan biri de metakognisyon (üstbiliş) kavramına değinmesidir. Metakognisyon, bireyin kendi düşüncesinin farkına vararak öğrenmeyi öğrenmesidir ve bunu sağlamada öğretmenlere büyük sorumluluklar düşmektedir. Vygotsky, Piaget`ye göre daha etkilenebilir bir zihin gelişimi düşüncesine sahiptir. Ona göre çocuğun zihni dış etkilere daha açıktır.
Yakınsal Gelişim Alanı: 1. Her çocuğun herhangi bir yetişkin yardımı olmaksızın, bağımsız bir şekilde kendi kendine elde edebileceği bilişsel gelişim düzeyi; 2. çocuğun bir yetişkin rehberliğinde (sosyal çevre etkisiyle) çalıştığında ortaya koyabileceği potansiyel Vygotsky`e göre bu iki durum arasındaki fark, çocuğun yakınsal gelişim alanıdır.
Kaynakça
- AÖF. Bilişsel gelişim
- http://kisi.deu.edu.tr/didem.siyez
- Dr. Abdullah Atli http://iys.inonu.edu.tr/webpanel/dosyalar/1154/file/3_%20Bilissel%20gelisim_pptx.pdf
- gelisimveogrenme.wordpress.com
- acikders.ankara.edu.tr/mod/resource/view.php?id=161
- egitim.aku.edu.tr/vygotsky.pdf
- dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/488/5718.pdf
Sayın Doğuhan Murat Yücel,
DMY FELSEFE
Yazmakta olduğum Pedagoji Ansiklopedisine sitenizde yayımlanan yazılardan bazılarını kısmen veya tamamen yahut özetleyerek, kaynak göstermek şartıyla alıntı yapmak istiyorum.
İzin verip vermeyeceğinizi ve sizin isminizi mi yazacağımı bildirmenizi saygıyla rica ederim.
Dr. Nusret ALPEREN
Ben derleyiciyim, gerçek kaynaklar kaynakça var ise verilmiştir. Kaynak göstererek yayımlayabilirsiniz.