Budizm nedir?
Dünyanın 4. en çok üyesi bulunan dinidir.(3. Hinduizm, 2. İslam 1. Hristiyanlık) Aslında bir din olarak başlamamıştır. MÖ. 563-483 yılları arasında yaşayan Sidharta Gautama(Buda) nın felsefesi [dmy.info/felsefe-nedir] çevresinde oluşan yaşam tarzıdır. Fakat tepki olarak yayıldığı Hinduizm ve onun putperestliğinden etkilenmek durumunda kalmıştır.(Hinduizm’e tepki olsa da içinden çıktığını, temellerinin aynı olduğunu söyleyelim.) Dünya açısından önemi: Bir misyonerlik faaliyeti olmamasına rağmen batıda yayılmasındandır. Einstein bir sözünde: “Bilimin ihtiyaçlarına en uygun din budizmdir” diyor. Birçok sanatçı, bilim adamı ve genç insanın da bu akımı takip ettiğini biliyoruz.
Türk tarihinde de önemli bir yeri vardır. 9 yy. dan itibaren Uygur Türkleri Budizm’i kabul etmeye başlamıştır. Budizm’in getirdiği şehir hayatı ile Türkler birçok alanda ilk ürünlerini vermiştir. O dönemin seyyahlarına göre birçok din Uygur Türkleri arasında barış içinde yaşamaktaydı. O dönem için çok gelişmiş bir kültüre sahiptiler. 20 yy. da bulunan bazı belgeler arasında halk arasında yapılan sözleşmeler, hukuk vesikaları, antlaşmalar gibi binlerce belge bulunmaktadır. Uygur sulama kanalları, budist edebiyat ve felsefe külliyatı meşhurdur. Hala orta Asya’da, başta Tuva Cumhuriyeti olmak üzere 1.5 milyon Budist Türk yaşamaktadır.
Budizme göre insanlar genel olarak duhkha, acı, içindedirler. Bunun nedeni akış ve değişimi bilmiyor olmaları ve hayal olan değişmez biçimlere iştahlarıdır. Hayaller, nesne, olgu, olay ve fikirler olarak karşımıza çıkarlar. Özgün ve bağımsız bir benlik düşüncesi de hayaldir ve bu sanı acılara neden olur. Acı ve üzüntülerin nedeni trişna, vazgeçmemektir. İnsanlar bilgisizlikten gerçekliğin akıcı ve hep değişmekte olan biçimlerine bağlandıkça neden–sonuç kısır döngüsünden kurtulamaz, acı duyarlar. Bu duruma samsara, yani “yaşamın ve ölümün tekerleği” denir. Bu tekerleği harekette tutan kuvvet ise karma, yani “nedensellik zinciri”dir.· Acı ve üzüntülerden kurtulmak insanlar için olanaklıdır. Samsara’nın sonsuz dairesi kırılır, karmanın tutsaklığından kurtulunursa Nirvana denilen, mutlak özgürlüğe ulaşılır. Bu özgürlük durumunda, öz benlik kavramının yanılsamasından kurtulup, tüm yaşamın bir ve bütün olduğu anlaşılır ve sürekli algılanır.
Nirvana, tüm düşünsel kavramların ötesinde olan bir bilinçlilik durumunu yansıttığı için söze gelmez, anlatılamaz, açıklanamaz. Budalığa “sekiz basamaklı yol” ile ulaşılır. İlk iki basamağı doğru görmek ve doğru bilmek ile ilgilidir. Sonraki dört basamak doğru davranmaya yöneliktir. Son iki basamak ise doğru bilinçlilik ve doğru meditasyonu ele alır ve son amaç olan gerçekliğin mistik biçimde doğrudan deneyimini ortaya koyar.
Budizme Göre “Dört Yüce Gerçek “
- Dukkha – Yaşam bir katlanmadır. (Acı çekmektir)
- Samudaya – Acıların sebebi iştahtır. Geçici şeyleri arzu etmektir.
- Nirodha – Acılar bertaraf edilebilir.
- Magga – Acı çekmeyi bitirmek sekiz yol ile mümkündür.
Sekiz Yol
1. Doğru Görüş | Bilgelik | |
2. Doğru Niyet | ||
3. Doğru Konuşma |
Ahlak |
|
4. Doğru Davranma | ||
5. Doğru Geçim | ||
6. Doğru Çaba |
Zihinsel Gelişim |
|
7. Doğru Farkındalık | ||
8. Doğru Odaklanma |
Budizm nedir sorusunun cevabı ve Budist felsefenin özü Buda’nın söz ve davranışlarıdır. Buda, her şeyin geçici olduğunu, doğada “süreksizliğin” esas olduğunu vurgulamış, her türlü dini otoriteye karşı çıkmıştır. Kendi otoritesini bile eleştiren Buda, yüce uyanışa ve yüce gerçeğe ulaşmak için herkesin kendince Budalığa erişme gereğini öğretmiştir. Kısaca söyleyebiliriz ki: Budizm’e göre hayat acı çekmektir. Acıların bertaraf edilmesi için iştahların dizginlenmesi gerekir. Hayatın anlamı bir şeylere katlanırken kendimize kalan zamanı hoş geçirmektir. Hinduizm’de kendini fark etmek olan anlam Taoizm’de geçici varlıklarımızın ve asli olan her şeyin birliğinin farkına varmaktır. İslam’da Allah’a ibadet etmek esasken, Yahudilikte fiziksel dünyayı geliştirmek ve mesihin geleceği güne yükseltmek- onarmak açıklamasını görürüz. Tüm bu anlam ifadelerinin karşılaştırılması ve ontolojinin temelinin doğu uygarlıklarında araştırılması çalışması da alternatif bir doğu felsefesi[dmy.info/felsefe-nedir] perspektifi ortaya çıkarır.
Felsefi düşünce, Yüce İslam dininde de yer almaktadır. Lakin bu dinlerdeki sıkıntı şu kı iman yok.
Aynen kardeşim ALLAH tan başka ilah yoktur. Hamd olsun müslüman kılan ALLAH a
çalın çırpın, kesin biçin, 27 karı alın, savaşın…vs. yüce islam…
Niye İman olmasınki Buda’ya tapmak budistler için bir İman şekli değilmi kardeş 500 milyon insan var. Budist’ yeryüzünde Einstein’ bile bilime en yakın din Budizm dir diyor islam dini yok iken Budizm varmış İsa’nın dini yok iken Budizm varmış M Ö IV yüzyıl
Osman karyuz haklı iman kelime anlamı olarak inanç demektir budistler de buda ya inandıkları ve onun yolundan gittikleri için ona iman etmiş olurlar fakat bizim dinimize gore yanlis yoldalar o da onların tercihi
1- “Acıların bertaraf edilmesi için iştahların dizginlenmesi gerekir.”
2- “Geçici ve asli; her şey birdir.”
Yukardaki cümleleri yazınızdan aldım; Budizm’i anlatıyor. İştahın dizginlenmesi İslam ‘ın önerdiği nefs terbiyesi ve arınma değil midir? Öyledir…Geçici ve asıl, tüm varlık TEK ve BİRDİR inanç ve düşüncesi de İslam’ın kemime tevhid inancı ile örtüşmüyor mu? Örtüşüyor. Yalnızca bu da değil; sufi düşüncenini Vahdeti Vücud felsefesiyle de bir bakıma örtüşmekte.
Peki, Budizm’in yanılgısı nedir? Sanıyorum bu soruya verilecek ilk cevap budistlerin, tenasüh/ yeniden doğuş çarkına inanmalarıdır. Kur’an’ın haber verdiği tekamül yasasına aykırı bir imanı kabullenmesidir. Son olarak şunu söylemeliyim: İnsan, sonsuzun uzaydaki seslenişidir; her insanın fıtratında kutsalı arama güdüsü vardır; kimisi yönü baştan doğru belirler, kimileri de dolambaşlı yollara saparak arayışını sürdürür; biz insanlar hepimiz anlama yolcularıyız.
Sanırım Budizm öğretilerinde bir otorite bulunmaması bu yorumu güçlendirebilir. İslam’da ictihat ve ittihat çok önemlidir. Yorumlar varsa da temeller aynıdır. Budizm dinleştirilmiş bir hayat felsefesi gibi temelinden ayrılmış sanki.
budizm bir din degildir din olsaydı yasaklar cezalar olurdu buddha bunlar için insanları zorlamamıştır sonraki insanlar bunu kendi inanışlarına eklemişlerdir buddha aydınlanmaktır yüce buddha ya ögrettikleri bize gösterdigi güzel herşey için tşk ler
dostum budizmin ve İslamin tarihlerine bir bakmanı tavsiye ediyorum TSK
Budizm bir düşünceden öte bir inanış bir dindir buda bir şahıstır yani yaradılmıştır geçmiş ümmetlerden bir topluluktur zamanla insanlar sapmış aslını unutmuş ve önderlerini putlaştırmışlar hıristiyanların isa as mı putlaştırdığı gibi dünyamıza insanlara örnek olmak için 124 bin peygamber gelmiş aynı zamanda birçok yerde birden gelmiş insanları hak dine yani islama davet etmişler ama o peygamberlerin ümmetleri ya peygamberlerine iman etmemiş yada öldürmüşler sonrada putlaştırmışlar budizm hinduizm gibi musevilik isevilik hepsi bir dindir felsefeleri islamdan bir parça var ama son peygamber islamın son peygamberi Muhammed a.s.v.efendimizdir son din islam yani müslümanlıktır bu insanlar topluluğu son peygamberin ümmetidir iman etsin veya etmesin başka hiçbir din ve inanç biçimi yoktur başka yoldan gidenlet ancak boş şeylerle kendini avuturlar .
Doğaya ve yaşama az da olsa uygun olan dinler, temeli felsefe olan Budizm ve Zerdüştlüktür… Dinlerin en mantıksızı ve doğaya ve topluma zararlısı Yahudi kökenli dinlerdir. (musevilik ve ondan türeyen Hristiyanlık ve islam)