Dil felsefesine giriş
Dil felsefesi anlamın anlamını sorgulayan felsefe çabasıdır. Sorunun niteliğini ve ifadelerin yeterliliğini sorgular. Hayat üzerine felsefe yapmak neyse, felsefe üzerine dil felsefesi yapmak da benzer bir sorgulamadır. Mesela şu an ne yapıyoruz? Hayat dediğimiz şeyin içinde yaşamak dediğimiz bir eylemle meşgulüz. Bu hayat denen şey ki bazılarımız vaktinin çoğunu hayat denen şeyin anlamını, anlamsızlığını veya anlamlılığın anlamını(?) aramakla geçiriyor. Büyük çoğunluğun ise hiç de umurunda değil. Peki, hayat nedir? Anlam veya anlamsızlık nedir? Neden yaşayıp neden ölüyoruz? Ya da yaşayıp ölüyor muyuz? Yaşamak, ölmek, “ölmedim” diyebilmek ne demek? Bak:dmy.info/dil-nedir-tanimi/ bak.[ dmy.info/hayat-nedir]
Biz, öncesini sonrasını düşünmeden şöyle bir göz atalım. Şu an kendimize bir bakalım. Yaşamak dediğimiz bir eylem var ve biz bunu yapıyoruz. Ya da hayatın bize öğrettiği kadarıyla yaptığımızı sanıyoruz. Nefes alıyoruz, hareket ediyoruz, bazılarımız bakıyor veya duyuyor, bazılarımız düşünmek adını verdiği kendi kendine konuşmanın çabasında. Biz bunları yaparken “ben” dediğimiz bütünün içerisinde organlarımız çalışıyor. Dokularımız, kaslarımız var. Bunları hücreler meydana getiriyor. Şimdi bir bütünden bir diğer bütüne geçiyoruz. Hücre dediğimiz ufak şeyler de bir bütün. Sıra hücrenin içindeki bütünde, onların da organelleri vardır, onlar da atomlardan oluşur, onlar da kuarklardan onlar da bir şeylerden oluşuyor mu henüz bilmiyoruz. Biraz da büyüklerden bahsedelim. İnsanlar aileleri oluşturuyor, bunlar daha büyük aileleri, onlar da boyları, ulusları, insanlığı. İnsanlar canlılar içerisinde ve canlılar da cansızlarla birlikte dünyalılar diye adlandırılabilir. Gezegen, galaksi, evren derken iki uçlu bir sonsuzlukla karşı karşıyayız.
Her şey bir bütüne parça ve parçaya da bütün olmaktadır. Hiçbir şey diğerlerinden bağımsız düşünülemiyor. Öyleyse düşüncenin ve felsefenin de parçalardan oluştuğunu söyleyebiliriz. Felsefenin parçaları nelerdir? Felsefenin anlamı nedir, felsefeyi ne oluşturur? İşte bu sorularla yola çıkan filozoflar şimdi dil felsefesi dediğimiz çalışmayı meydana getirdiler.
Felsefenin parçaları dilden oluşmaktadır. Düşüncenin de, felsefenin de ana maddesi dildir. Önce dil vardır, sonra felsefe. Felsefe yapmadan evvel dili fark etmeliyiz. Düşünmek kendi kendine konuşmaktır, felsefe de kendine sorular sormaktır diyebilir miyiz? Bak: dmy.info/dusunce-nedir/
Konuşmalarda bir konudan bahsetmeden önce söylenecek şeylerimizi “öncelikle” diyerek söyleriz. Peki konuşmak hakkında konuşunca öncelikle ne demeli? Bunları anlatırken ya da herhangi bir şey okurken bazı şeylerin öncelikle diyerek farkında olmalıyız. Belli bir konuda konuşmaktansa tüm konuşmalar hakkında öncelikli uyarılarımız olmalıdır.[bak.dmy.info/wittgenstein-ve-tractatus-logico-philosophicus/]
Konuşma eylemi hakkında konuşurken de öncelikle bahsetmemiz gereken şeyler vardır. Hayat denen şeyin içinde, canlılar iletişim kurar. İnsanlar iletişimde diğer canlılardan daha gelişkin olmasıyla bilinir. Cevap ya da soru üretmeden önce bunun hammaddesi olan dili de ele almak gerekir. İnsan dilsel varlığının göreliliğinde uzlaşı esasıyla birtakım varsayımların eseridir. İnsan olmak dil olmaktır. İnsan dili, insanın birincil niteliğidir. Doğada diğerleriyle farkı yaratan da dildir. İnsan dilseldir, dile benzemekten öte, dilin eseridir. İnsana ait olan her şey dilindir. Her şeyin temelinde dil olduğunu görmek çok basit gibi görünse de hayattaki en zor görevimizdir.Bunu fark eden filozoflar dil felsefesi adıyla sistematik incelemeler yürütür. Bak: dmy.info/dil-felsefesi-nedir/
Dil felsefesine göre dünyadan evrene bakan insan gibi, içinde bulunduğumuz koca evren dilse, dünya da diğer sorunlarımızdır. Evrenin içindeyken onu, büyük resmi göremeyiz. Dışına çıktığımızı sandığımız da gözlerimiz ancak bir parçasına bakar. Büyük resmi görmek böyle bir zorluğa sahiptir. Apaçık ortadadır ve görebileceğimizden daha büyüktür. Bu büyük gerçek insanın yolculuğunda içinde milyonlarca şeyi sorun edip o en büyük soruna hep bakması ve belki de bu yüzden hiç anlayamamasıyla göz ardı edilir. dmy.info/dil-nedir-tanimi/
Başkalarının düşüncelerini kavramanın, anlamanın yolu da ortak kavramlara sahip olmaktan geçer.” Betül Çotuksöken, Felsefi Söylem Nedir? Kabalcı Yay. İstanbul 1993 s.47