dünyanın en saçma cevabı

Dünyanın En Saçma Cevabı

dünyanın en saçma cevabıİki adam konuşuyor. Biri söylediklerini düşünerek söylüyor, diğeri ağzına ne gelirse sarf ediyor. Düşünerek söyleyen dikkatli olmaya çabalıyor, ancak düşüncelerine değil karşısındakine! Karşıdakinin ağzından kötü bir şey çıkmaması için çabalıyor. Çünkü karşıdaki düşünmeden konuşuyor ve sorulmadığı halde bazı yanıtlar veriyor.

Bu diyaloğun taraflarından biri olabiliriz. Bazen boş konuşan, bazen de boş konuşana tahammül eden kişiyiz. Saçma cevaplara maruz da kalabiliriz, telaffuz da edebiliriz. Gereksiz cevaplarla kendimizi ya da karşımızdakini rezil edebiliriz. Burada dikkat çeken nokta kendimize ettiğimiz kötülüğün fazla bir iş olmasıdır. Yani yalnızca çenemizi tutarak çok daha iyi bir hayat yaşayabiliriz.

Dünyanın en saçma cevabı konuşmuş olmak için verilen cevaptır. En saçma cevap istenmediği halde verilendir. Kimse sizden bir şey istemiyorsa susmaya gayret ediniz. Zor olan susmak olabilir mi? Neden boş konuşuyoruz? Fikrimiz yoksa zikrimiz de olmamalı. Hayatta başarının en önemli koşullarından biri aslında bir şey yapmayı gerektirmeyen çeneyi tutma olayıdır. Az konuşmaya gayret etmenin size getirebileceklerini tahmin edemezsiniz.

Saçma cevaplar genellikle istenmeyenlerdir. Daha az saçma olanlar ise soruya yönelik olmayanlardır. Dünya sadece bu yüzden boş bir yer olmaya doğru gidiyor. Soruya ya da soruna yanıtı olmayanlar boş konuşmak maksadıyla zaman alıyorlar. Düşünce dünyası aslında hiçbir yanıt içermeyen boş laflardan oluşuyor. Bir soruyu yanıtladığını iddia edenler aslında sorudan habersizler ve amacı bile olmayan sohbetler üretiyorlar. Bu saçma cevapları yüzünden günümüz akademik hayatı belli bir soru ile meşgul olmayan makaleler ile doldu.

Her şey hakkında fikrimiz olmayabilir. Her şeye yanıt vermek zorunda değiliz. Bazı konularda susabiliriz. Bazı konularda konuşmasak da olur. Bazı konular ise hiç konuşma gerektirmez. Ama bunu hiçbir zaman anlamayacağız. Çünkü cevaplarımızı önceden hazırlıyoruz. Hazır cevaplarımızı bir marka gibi üzerimizde taşıyoruz. Gerekmeyen yerde bu cevapların gösterişini yapıyoruz. Ortama dikkat etmiyoruz, çünkü önemli olanın markamız olduğunu sanıyoruz. Bak: dmy.info/dunyanin-en-yalniz-insani

En azından konuştuğumuz yere dikkat edebilirsek, kendimiz de dahil kimseyi mahcup etmeyiz. Üstümüzdeki markaya değil, bulunduğumuz ortama dikkat gösterelim. Büyük olasılıkla modern hayatın bir “ürünü” olarak marka sözlerimiz var. Sözlerimize değil, söylenen yere dikkat edersek aptalca bir şey söylememiş oluruz. Bu asgari özeni gösterirsek yarattığımız mutsuzluğu biraz azaltabiliriz. En saçma cevapların gerekmeyenler olduğunu unutmayın. Bir çaba gerektirmeyen susma olayını bir düşünün.

One Response

  1. yalçın tan 8 Mayıs 2016

Leave a Reply