Dünyayı kim yönetiyor? Dünya, evrendeki milyarlarca galaksiden birinde alelade bir yıldız etrafında dönen ufak bir gezegen. Belli bir hakimi yok. İnsanlar hakim olduklarına inansa da ne biyokütle, ne sayı, ne de hak olarak böyle bir şeye sahip değiller. İnsanların hükümet yanılgısı yanında kendi içinde de sorunları var. Halklar kendi kendilerini yönettiklerini falan sanıyorlar. İnsanlar temsilci olarak hükümette bulunduklarını sanıyorlar. Aslında birçoğu bunun gerçek olmadığının farkında. Dünyanın çarklarını döndüren birileri var. Aynen insanlığın bazen dünyaya hükmetmediğini anlaması gibi, bazen farkına varıyoruz. dmy.info
Çoğu zaman komplo teorisi olarak gelişen bu farkındalık nedir? Bazen kuşkulandığımız bu gizli “dış mihraklar” kimlerdir? Köklerden başlayalım. İlk devletlerden beri insanlığın çoğunluğu hep yönetilmiştir. (Bak. dmy.info/devlet-nedir) Toplumun önderi kişiler öncelikle güce dayanarak, sonraları da tanrının elçisi adıyla bireylerin gücünü kendinde toplamıştır. Güç ya da dinle başa geçmek yanlış gelebilir ama en azından belli bir nedensellik vardır. Görünen bir tehlike mevcuttur. Modern zamanlarda bu yoktur. Bugün pek çok halk kendi kendini yönettiğini sanmaktadır. Bu toplumlar güç ve din sömürüsüne dayalı kimselerce kurulup ilerletilmiş sonra kontrol halklara mı devredilmiştir? Hayır. Sömürü perdenin arkasına geçmiştir sadece. Demokrasi modern zamanların en büyük yalanı haline gelmiştir.
Peki kabile şefleri, krallar mı kaldı? Hayır. Görünmeyen tehlike, bunun başındakileri bile dehşete düşürebilecek bir şeydir. “Para” icadından beri kimseye faydalı olmamıştır. Malları birbiriyle takas etmek yerine nadir görülen metalleri/ sonrasında imzalı kağıtları kullanmak kolaylık olarak görünse de tam bir avallıktır. Böylelikle tüm insanlığın gücü bir gruba emanet etmiş olunmaktadır. “Parayı kontrol edenler” dünyayı kontrol eder hale gelmektedir. Bugün dünyayı yönetenler “parayı yönetenlerdir”. İlginç olan ise “para” da parayı yönetenleri yönetmektedir. Para dinamikleri o kadar garip ve manipülasyona açıktır ki, parayı yönetenler ona uymak zorunda kalır. Hükümetlerde bariz şekilde yer alan sermayeler vardır. Halbuki onlardan beklenen ekonomiyi yönlendirip halkın cebindekileri hortumlamaktır. Ayrıca para halktan çok sahiplerini ürkütmektedir ki, ikide bir ekonomik kriz yaşanır.
Mesela 2008’deki global krizi hatırlayalım. Krizin sebeplerinden biri “Lehman Brothers” adlı şirketin batmasıydı. Bir şirket batınca dünya neden krize girdi? Tabi birkaç etken daha var ama krizin sembolü bu batıştır. Bir kere tarihteki en büyük şirket iflası geçekleşmiştir. 691 Milyar dolarlık bir varlık yöneten Lehman Brothers batmıştır. Bu şirket ne iş yapar? Bankacılık ve finans yönetimi. Yani para satar, para toplayıp bunlarla yatırım yapar. Parayı yönetenlerden biridir. Para’nın sahiplerinin bile kontrol edemediği bir deli dana haline geldiğinin göstergesidir. Ortada bariz bir sebep yokken veya 2008’deki gibi atlatılabilecek borç yükleri oluşmuşken çok komik bir şekilde paranın kontrolü kaybedilir. Büyükçe bir banka vatandaşlardan kredisini geri istese, çıkıp dese ki: durumumuz iyi değil, o zaman vay vatandaşın haline! Gerçek falan olmasına gerek yoktur. Bir açıklama ya da bir söylenti yeter. Bizim 2001 krizini hatırlayalım. Türkiye bir günde yarı yarıya değer kaybetmişti. Bunu sağlayan da cumhurbaşkanının başbakana trip atmasıydı. Başbakan “bana anayasa kitapçığı fırlatıldı” deyince, paranın sahipleri Türkiye’den çıktılar. Panik ortamı oluşunca para”, bankalar ve fonlar yapacağını yaptı. Bugün dünyanın en muhteşem kağıdı olan 100 doların üzerindeki Benjamin Franklin “bankalar ordulardan tehlikelidir” lafını boşa söylememiştir.
Paranın sahipleri öteden gelen bazı monarşiler, kapitaller, sömürgeci kuruluşlardır. Bir de insanların parasını, sigorta ücretlerini, güvencelerini toplayan fonlar vardır. (Bakınız: Zeitgeist 2) Trilyon dolara varan bu fonlar bir ülkeyi bir günde vezir de eder rezil de. Paranın memleketi de yoktur. Finansal kuruluşların çoğu ABD. kaynaklı olmasına rağmen bir gecede terk-i diyar eyleyip ABD. dolarına %4 değer kaybettirebilirler. Birkaç bin küresel kapital aile ve halkın parasını sömüren fonlar dünyanın parasını kontrol etmektedir. Bir günde ülkeler batabilmekte veya oluşabilmektedir. Her zaman batan bir şey vardır: halk. Kalabalıklar hiçbir zaman kazanmaz. Ayrıcalıklı kesimin kontrolündeki paranın hiçbir şekli halka fayda sağlamaz. Para odaklı kapitalist hükümetler de ancak halkı kandırmak için vardır. Hükümetler matbaada para basar ve bunları küresel oyunculara teslim eder. Finans kuruluşları devletlerden aldığı destek ve para ile halka kendi varlığını satar. Halk en çok bağıranı seçtikçe bu döngü böyle sürüp gider.
Halkın bir şey yapmayacağı geçtiğimiz iki yüz yılda anlaşıldı. İş yine para babalarına düşüyor. Belki onlar paranın herkes için tehlike olduğunu, dünyayı bir günde mahvettiğini kavrar ve bir önlem alırlar. Yapmayın etmeyin babalar, kefenin cebi yok, ak akçe kara gün içindir, Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır, para ile imanın kimde olduğu belli olmaz.
çok alçakça, hep para hep para