Epikür(MÖ.341-270) ya da Epiküros Epikürcülük ekolünün kurucusu antik Yunanlı filozoftur. Samos Adası’nda Atinalı bir ailede doğmuştur. Aristoteles ile Demokritos’tan etkilenmiş, Platon’a muhalif olmuştur. Kendisinin 300’ün üzerinde eser yazdığı söylenmekle birlikte günümüze üç adet mektubu ve fragmanlardan oluşan iki adet aforizma seçkisi ulaşmıştır. Kendisi hakkındaki bilgileri Lucretius, Laertius ve Cicero gibi ardılı yazarlardan alıyoruz.
Atina’nın hemen dışında aldığı bahçeli ev “bahçe” adıyla bilinir ve takipçileriyle felsefesinin merkezidir. Platon’un Akademi’si, Aristo’nun Lise’sine, hatta Stoacıların stoadaki okullarına nazaran Epikür ev yaşantısı ile iç içe bir ekol oluşturmuştur.
“Bahçe” Epikürcülüğün sembolü olmuştur. Epikür’ün Hedonist ve materyalist felsefesini özetler niteliktedir. Ancak hangi hedonist, hangi materyalist felsefeler? Bu terimler Epikür’ün kullandığı zamandaki anlamlardan çok farklı anlamlara dönüşmüştür.
Epikür’e göre felsefenin amacı mutlu ve huzurlu bir hayata erişmektir. Bu amaç ataraxia(huzlurluluk, sukunet) ve aponia(acısızlık, sıkıntısızlık) terimleriyle özetlenebilir. Epikür’e göre ölüm korkusu insanın en büyük sorunuymuş gibi yaşanmaktadır. Yani insanlar ölüm korkusu ile hayatlarını geçirirler. Bu da gereksiz kaygıya ve bulantıya yol açar. Ölümden korkan insanlar kaygı, sıkıntı ve bulantı ile bencil ve korumacı hareketlere yönelirler. Ölümden korktukları için kötülük yaparlar, iki yüzlü davranırlar.
Epikür’e göre ölüm bedenin sonudur, ruhun değil. Tanrılar da öyle günlük işlere karışan, cezalandıran varlıklar değillerdir. Hayatı korkuyla geçirmek için bir sebep yoktur. Yalnız Epikür ahlak dışı davranışı ve kötülüğü serbest bırakıyormuş gibi anlaşılmasın. Ona göre etik davranmamak(toplumun kurallarını hiçe saymak) suçluluk duygusu ve iç huzuru bozacak sıkıntılar yaratır. Etik kaçınılmazdır.
Platon’un idealizminden(bilginin kaynağı olarak öte dünya benzeri bir formlar alemini kabul etmek) hoşlanmayan Epikür Aristoteles gibi bir empirsist olmaya çalışmış, yani dünya hakkındaki bilgimizin dünyadan geldiğini söylemiştir.
Atomcu Demokritos’tan da etkilenerek hayatın tanrının müdahalesinden ziyade atomların hareketlerinin sonuçlarından oluştuğunu düşünür. Hatta “ruh” dediği şeyin de atomlardan oluştuğunu ve öte dünya benzeri bir dayanağa karşı çıktığını söyleyebiliriz.
Dinginlik ve huzura önem veren mutluluk anlayışı Stoacılık ile benzer görünse de Stoacıların da Platon gibi metafizik unsurlara dayanması, özellikle de evrensel logos adını verdikleri tanrıyla uyumlu yaşama öğretileri Epikür’e terstir. Uyumlu yaşanacak bir şey varsa önce zihin, beden ve sosyal çevre olmalıdır.
Epikür’de ataraxia ve aponia hedonizm ve materyalizmle sağlanır. Hedonizmin zaman içerisinde sarhoşların ve beden fetişistlerinin dayanağı haline gelmesi zamanın temeldeki fikirleri ne kadar farklı yerlere götürebildiğini gösterir. Onun hedonizmi yeterli derecede beslenmek ve bedensel tatminden başka bedensel yan içermez. Asıl keyif verici şey ise arkadaşlarla birlikte olmak, kendi hayatını kazanmak ve özgür olmaktır.
Evi ve okulu olan bahçe onun hedonistik kopuşunun bir sembolüdür. Özel hayatıyla iç içe, anonim ve kurumsal bir yapıya ihtiyaç duymadan oluşturduğu felsefesini çağrıştırır. Arkadaşlarıyla(sosyal), kendi hayatlarını idame ettirerek(ekonomik), özgürce(kültürel) yaşamayı hedeflemişlerdir. Marx’a nasıl yol açtığı da böylece anlaşılır.(Marx’ın doktora tezi Epikür üzerine)
Kaynakça
- https://plato.stanford.edu/entries/epicurus/
- Ahmet Cevizci, Felsefe Sözlüğü, Say Yay., 2013.