Felsefenin kesin bir tanımı yoktur. Diğer tüm sözcükler gibi her birimizin algısına göre değişir. Ancak antik Yunan’da yapılan tanımı etrafında varlığını sürdürmüştür. Buna göre felsefe: varlığa ait kök sorunların ve genel kavramların çalışmasıdır. Eleştiri tarzı ve şüphecilik anlayışı ile diğer çalışmalardan ayrılmıştır. Konusu her şey olabilir. Felsefe yapanlar diğer alanlara dışarıdan bakabilen kişilerdir. Görünenin ardına bakar ve görüntüsel aldanışlara kanmazlar. Maddi hırslardan, dünyevi iştahlardan azat olan bir merakla düşünürler. Felsefe yapabilmek için gerçeği görmeyi engelleyen perdeleri aşmak gerekir. Bilge, zeki, usta olmaktan vazgeçmek ve üstünlük- aşağılık unvanlarının dışında yer almak temel özelliklerindendir.
Felsefe Neye Yarar?
Engelleri aşmamıza ve gerçeğe ulaşmamıza yardımcıdır. Gerçeği görebilmek için hayata objektif bir gözle bakmak gerekir. Hayatın dışında çıkıp hayatı göremeyeceğimiz için, içeride felsefi tutum edinebiliriz. Felsefe, insanı aldatabilecek etkenleri bertaraf etmemizi sağlar. Yanılgılara kapılmamayı ve gerçeği keşfetmeyi felsefe sayesinde başarabiliriz. Gerçeği arama çabasında, “felsefe” adı altında toplanan etkinlikler en önemli desteklerdir. Hiçbir cevapla yetinmeyen, sürekli devinen bir gerçek arayışına sahiptir. Bak: dmy.info/felsefe-gerekli-midir-neden/
İlk filozoflardan beri felsefe, sınırsız sorgulama ve şüphe özelliği ile, eskimeyen bir anlayışı temsil etmiştir. Bu etkinlik dünyanın aldatıcı hazlarından el çekerek görünenin ardına bakmayı amaç edinmiştir. Felsefenin en büyük işlevlerinden biri aldatıcı heveslerden uzak olmasıdır. Böylelikle geçici olaylara kapılmayıp kalıcı olanı düşünmektedir. Bir filozofun da ilk özelliği budur. Hayatın maddi hırslarını bırakmak, fani dünyada anlık zevklere yol vermemek filozofça bir davranıştır. Felsefe, gerçeği perdeleyen iştahları söndürmeye yarar. Ancak böylece ardına bakabilir, temelini görebilir ve kalıcı olana ulaşabiliriz.
Felsefenin işlevi hayatın her alanında görülebilir. Her şeyin felsefesi yapılabilir. Her konuya felsefeyle, tarafsız ve eleştirel yaklaşılabilir. Gerçeği perdeleyen engelleri felsefeyle aşmıştık. Şimdi de felsefenin en büyük ikinci özelliği olarak “sorgulama”yı sayabiliriz. Felsefe bize yetinmeyen bir sorgulamayı ve eleştirel bakışı salık verir. Felsefenin hiçbir konusunda uzlaşı yoktur. Kabul ve varsayım da felsefe içerisinde yer almaz. Felsefe adına yapılan her şey eleştiriye ve şüpheye açıktır. Sorgulama sınırsızdır. Herhangi bir alan ya da bilgi kesin olana ulaşmak isteyebilir, bunun için varsayımlardan yola çıkar. Felsefe kesin olanı arar ancak ona ulaşmak gibi bir amacı yoktur. Felsefe sürekli arayış içerisindedir. Filozoflar bireysel nazariyelerinde varsayım veya kabullerle çalışmıştır ancak genel bir kanı oluşturan bir filozof yoktur.
Felsefe maddi engelleri aşmayı sağlar. Felsefe sürekli sorgulama sayesinde gerçeği güçlendirir. Felsefenin iki temel işlevi bunlardır. Bu işlevler sayesinde tüm alanlara uygulanabilir. Felsefe sayesinde her konuda eleştirel bakış sergileyebiliriz. Felsefe, hayatın kaynağını, hayatı nasıl yaşamak gerektiğini, farklı görüşlerin niteliğini merak ederek başlamıştı. Halen de aynı şeyleri sorgulayarak ve sorular üreterek ilerlemektedir. Hayatın içinde türeyen tüm bilgilere de sorularını tatbik etmektedir. Felsefe cevabı vermeye çalışmaz. Felsefe sorulara odaklanmıştır. Cevabı bilimler verebilir. Önemli olan bilimlere soru sordurabilmektir. Bu da felsefeyle olur.
Mesela tarımla uğraşan bir kişi tarımın ne olduğunu, neden yapıldığını düşünebilir. Bu düşüncesini felsefece yürütürse iyi veya kötü- tüm sıfatlardan arınmış bir düşünce sürdürecektir. Nitelendirmeyecektir. Soracaktır. Mesela beslenme nedir? diye sorabilir. Günün büyük kısmını yemek yiyerek geçiriyoruz ancak hiç sorgulamıyoruz. Neden acaba? Beslenme dediğimiz şey bir enerji transferi olabilir mi? Olabilir. Besinlerin enerjisiyle hareket ediyoruz. Peki enerji transferi nasıl olmalı? Tüm besinler aynı mıdır? Neyi yemeli/ neyi yememeliyiz? Mesela bazı insanlar et yemiyor. Mesele enerjiyse bu görüşleri yanlış olabilir mi? Et ile bitki arasında ne fark vardır? Etin vücuda etkileri tartışılabilir ancak maliyet konusu biraz karışıktır. Üretim aşamasında et, 125 kat daha fazla tüketime yol açıyor. Yani sebze ile doyacağımıza et ile doyarsak dünyaya 125 kat daha fazla zarar veriyoruz. İnsanın tüketim hastalığına bir önlem olarak etyemezlik hayırlı bir şeye benziyor. Ancak yine de yetinemeyiz. Felsefe bunu da sonsuz sorulara maruz bırakacaktır. Örneğin: Binlerce yıldır süregelen yeme alışkanlıklarımız ne olacaktır? İnsan biyolojik olarak hazır mı? Bitkilerin zararlı olmadığını nasıl bilebiliriz? Bu konuda bilimler sorgulandı mı? Bak: dmy.info/insanligin-gelecegi/
Örnekler çoğaltılabilir. Felsefe bulunduğu yeri sorgular, eleştirel bakış sağlar. Nihai hedef ne olursa olsun felsefeyle ardını görebiliriz. İnsan haz peşinde ya da hırslanmış olabilir. Buna dair felsefe okulları da mevcuttur. Hazzı yönetebilmek, mutluluğa ulaşabilmek de felsefeyle doğru oranda artar. Felsefe bir sonuca sahip değildir ancak daha iyi bir sonuca götürebilir. Mesela: felsefe komedi yapmaz ancak komedi felsefesi yapabilir. Gülmek nedir? diye sorarak gülmeyi neden ve sonuçlarıyla inceler. Böylelikle komedi yapan kişi, insanın sadece iştahına seslenmeyebilir. Güldürürken düşündürebilir. Komedi sadece bir oyalanma aracı olmaktan çıkabilir. Toplumun sorunları, dile getirilemeyen problemler, eleştiri kabul etmeyen kişiler komedi yoluyla eleştirilebilir.
Her şeyin ardını ve en işlevsel halini felsefeyle görebiliriz. Felsefenin en büyük işlevinin işlevleri ortaya çıkarmak olduğu söylenebilir. Keşfetmeye ve anlamlandırmaya dair sorular sorduran bir etkinlik olarak, tüm tarafsız sorgulamalarda yer aldığını söyleyebiliriz. Felsefe adına yapılmasa da şüphe eden, sorgulayan düşünceler felsefe olarak adlandırılagelmiştir. Konfüçyüs, Farabi, Mevlana gibi düşünürler felsefe için uğraşmamışlardır ancak birer filozof olarak bilinirler. Felsefe ve filozofluk, temelleri ve dayanakları irdeleyen bir çalışma olarak benzer etkinlikleri kendi adında toplamıştır.
Alıntı
Şunu felsefe sayesinde öğrendim : Başkalarının sadece kanun korkusundan yaptıklarını, emir verilmeden yapıyorum. Aristoteles
Felsefesiz yaşamak: sahip olunan bir çift kapalı gözü, açmaya hiç tenezzül etmemektir. Descartes
Felsefe, doğruyu bulma yolunda, düşünsel bir çalışmadır. Platon
Felsefe kendini bilinçli hale getiren düşüncedir. Hegel
Felsefe insanın kendisini tanımasıdır. Felsefe sanatların sanatı, hikmetlerin hikmetidir. Felsefe, insanın gücü yettiği sürece külli-edebi şeylerin hakikatlarını, mahiyetlerini ve sebeplerini bilmektir. El-Kindi(öl. M.S. 873)
Felsefe var olmaları bakımından varlıkların bilinmesidir. Farabi (870-950)
Nesnelerin hakikatlerini oldukları gibi bilmek ve onların varoluşları ile hüviyetleri konusunda hüküm vermek suretiyle, insan ruhunun olgunlaşmasıdır. Muyiddin ibn el-Arabi(1165-1240)
aynen çok doğru 😍😍