Gülmek nedir
Gülmek: Hoşuna ya da tuhafına giden olaylar, durumlar karşısında, genellikle sesli bir biçimde duygusunu açığa vurma. komedi/komedya: Fransızca comèdie a.a. ~ EskiYunanca kōmoidía- kōmos: köy eğlencesi, festival, her çeşit kaba ve gürültülü eğlence (< EYun kōmē köy ) + EYun oidía şarkı söyleme ” odeon/ gülünç : külünç maskaralık (isim)gülünç/gülüncek 1. maskaralık, 2. maskara, kendisine gülünen kişi; gülmeyi mucip olan (sıfat) dmy.info/dusunce-nedir/
Mizah, komedi, güldürü isimleriyle anılan etkinliği inceleyeceğiz. Gülmeyi ve eğlenmeyi tetikleyen belli zihinsel deneyim yatkınlığına mizah ya da güldürü adını verebiliriz. Gülmek: gıdıklanmak, komik öyküler ya da düşünceler ile ortaya çıkabilir. Genellikle iyi duygusal durumların belirtisi olarak kabul edilir. Bazen utanma, özür, kafa karışıklığı da gülmeye yol açar. Gülmek beyin tarafından düzenlenir. Sosyal etkileşim içinde niyet ve yatkınlığı belirgin kılar. İletişime duygusal bir içerik katar. Grup olmanın sinyali olarak da kullanılır. “Ötekiler” ile onaylanma ve olumlu etkileşim belirtisi verir. Olumlu bir geri bildirim olduğundan bulaşıcı özelliği de bulunur. Düşünsel içeriğe sahip olmasa da ötekilerin gülmesi gülmek için yeterli olabilir. Gülme bilimine “gelotoloji” denir. Gülmekle ilgili birçok teori ve analiz vardır. Bunların çoğu gülmeyi sağlıklı ve ruhsal bir etkinlik olarak betimler. Gülmenin bir tanrı hediyesi olduğu yönünde fikirler mevcuttur. Gülmek “mistik” ve gizemli olarak da görülmüştür. Orta çağ skolastisizmindeki gibi (bakınız Gülün Adı) bir acizlik belirtisi olduğu, pek az savunulmuştur.
E.B. White, “mizah bir kurbağa gibi parçalarına ayrılabilir, ama ayrılırken ölür: içindekiler ise saf bilimsel akıl hariç her şeyi teskin edicidir” demiştir. Arthur Schopenhauer ise komik ve mizahi olanı ayırmış, İngilizce, Fransızca ve Almancadaki humour/comic farklılığını anlatmıştır. Nedensellik ve sezgisellik arasındaki çatışmanın sonucu olan bir etkinlik tasavvur eder. Eski Yunanda Platon, Philebus diyalogunda: “saçma olanın kaynağı güçsüzün cahilliğidir, güçsüz kendisiyle alay edildiğinde karşılamaktan acizdir” der. Aristoteles, Poetika adlı eserinde iğrendirmeyen çirkinliğin mizahın kökü olduğunu söyler. İslam felsefesinde Farabi, İbni Sina, İbni Rüşd, Yunan komedisi yerine Arap referanslı bir mizah betimler. Onlar için güldürü/komedi “yerme sanatı”dır. Eğlence, saçmalık ya da aşağılama yerine bir azarlama sanatı olarak tahayyül etmişlerdir.dmy.info/tag/oyun-teorisi/
Ortalama bir bebek günde 300 kez gülümserken, yetişkin 20 kez gülümser. Bebekler 4 aylıkken gülmeye başlar. Ancak 20 günlükken benzer bir yatkınlığa sahip olduğu bilim çevrelerinde araştırılmaktadır. Konuşma bilmeden, görme ve konuşma yetileri olmadan doğan bebekler dahi gülme yeteneğine sahiptir. Nörofizyolojiye göre Beyindeki ventromedial prefrontal cortex adlı bölümün endorfin salgılaması gülmekle alakalıdır. Kortizol ve efinefrin gibi stres hormonlarında belirgin azalma sağlar. Endorfin, fiziksel acıları da kısmen dindirir. Gülmenin bağışıklık sisteminin de etkin çalışmasında etkisi vardır.
Sigmund Freud, gülmenin tansiyonu düşürdüğünü ve ruhsal enerji salgıladığını söyler. John Morreall, gülmenin biyolojik kökenini, “tehlikenin geçmesi” karşısında paylaşılan bir etkinlik, olarak tanımlar. Nietzche tam aksine düşünür. Ona göre gülmek varoluşsal yalnızlığa yönelik bir harekettir. Yalnızca insanların hissettiği ve ölümlülüğe yönelik bir etkinliktir. Henri Bergson da bu konuda kayda değer çalışmalar yürütmüştür. Bergson’a göre gülmek işbirliksel bir etkinliktir. Toplumsal ve ahlaki bir yeri vardır. İnsanlara kusurlarını bertaraf etme ve ortak paydada davranışları uzlaştırma şansı verir. Komik olaylara güleriz çünkü bu durumlar hayatın sert, mekanik ve zorlu bir düzeni olduğu izlenimi verir. Herodot gülenleri üçe ayırır. Yanlış yapmaktan masum olup, zayıflığını göremeyenler; deliler ve aşırı öz güvenliler. Gülmekten bahsederken cezalandırmayı da akla getirir. Ona göre gülmek görmezden gelmektir. Tanrılar gibi üstünlüklerin alt edilmesidir ki bu tanrıların hoşuna gitmez. Hobbes ise gülmeyi anlık zafer olarak betimler. Ona göre kendi üstünlüğümüzü diğerlerinin zayıflığı karşısında gördüğümüz zaman ortaya çıkan zafer hissidir.
Kısaca özetlemek gerekirse gülmek hakkında çok çeşitli görüşler mevcuttur. Gülmek birçok özelliği içinde barındırır. Bir zafer algısı, sosyal işbirliği, avuntu ve de psikolojik savaş aracı olabilir. Hepsini içinde barındırmıştır. Birçok işin tek bir harekette birleşmesi de hayatın optimum güç anlayışından ileri gelir. Çok saçma gelebilir. Neden aşağılama, onaylama ve sevgi için aynı etkinliği kullanıyoruz? Enerjinin tasarrufu en önemli etken olabilir. Gülmek çok kazançlı bir etkinlik olabilir. Çok yakmaz. Basittir. Çok işlevlidir. Hangi yönünü kullanırsanız kullanın, bunun da fazlasının zarar olduğunu unutmayın. Bir de: hiçbir şey yoktan var olmaz. Her şeyin bir getirisi ve götürüsü vardır. Gülmek ve ağlamak gibi. Bu alışverişi dikkate alıp her şeyin etkisi ve tepkisini hesap ederek yaşamalıdır. Bak.dmy.info/hayat-nedir/