Hans Reichenbach(1891-1953) Berlin Çevresi’nin üyelerinden analitik bilim filozofudur. 20. yüzyılın en önemli empirisistleri arasında gösterilir, mantıksal pozitivizmin yakın dönemdeki en etkili isimlerindendir. Türkiye’de görev yapmış en büyük filozof olmasının yanı sıra ülkenin ilk felsefe bölümünü ve bölümün dergisini(Felsefe Arkivi) İstanbul Üniversitesi’nde kurmuştur.
Her zaman kuralların seviyesini azaltmaya ve üniversiteyi bir çeşit ortaokula dönüştürmeye itiliyoruz. İstediğimiz ve ilgi duyduğumuz hiçbir konu hakkında konuşamıyoruz ve bu da beni bilimsel olarak yalnız hissettiriyor. Ülke beni ilgilen konular hakkında pek olgun değil; bilimsel felsefe konusundaki görüşlerim, daha yüksek bir bilimsel eğitim seviyesini gerektiriyor. Bu şartlar altında Amerika benim için daha uygun bir seçenek.(Türkiye’den ayrılırken)
Reichenbach, [3]’ten alıntı.
Hayatı
1891’de Hamburg’da yarı-Yahudi bir ailede doğdu. Stuttgart’ta inşaat mühendisliği okudu. Berlin,Münih ve Göttingen’de fizik, felsefe ve matematik öğrenimi gördü. Cassier, Plank, Sommerfeld gibi isimlerle tanıştı. Gerçeğin Matematiksel Gösterimi için Olasılık Kavramı adlı doktora tezini 1915’de filozof Paul Hensel ve matematikçi Max Noether danışmanlığında verdi. 1. Dünya Savaşı’nda muhabere askeri olarak görev yaptı. Savaş’tan sonra Einstein’ın derslerine katıldı ve onu destekleyen popüler makaleler yazdı.
1920’de Stutgart Teknik Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. 1926’da Einstein, Planck ve Laue’nin yardımıyla Berlin Humboldt Üniversitesi’nde fizik bölümünde doçent oldu. Eğitim yöntemi tartışmaya açık, o zamana kadar yapılan tek taraflı diktelerin aksine, diyalektik bir görünümdeydi. Bu arada Elizabeth Lingener ile evlendiler ve iki çocukları oldu.
1928’de daha sonra Berlin Çevresi olacak Die Gesellschaft für empirische Philosophie(Empirik Felsefe Topluluğu)’nu kurdu. Toplulukta Hempel, von Mises, Hilbert, Grelling gibi isimler vardı. 33’te Naziler iktidara gelince annesinin Protestan olmasına ve kendisi de Yahudiliği pratikte uygulamamasına rağmen Berlin Üniversitesi’nden atıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün Avrupalı entelektüellere yönelik çağrısı kapsamında Türkiye’ye gelen 32 Alman profesörden biri oldu.
Türkiye Yılları
Reichenbach bana, Kasım 1933’te, derslerini başlangıç seviyesinde tutmak zorunda kaldığını ancak derslerinin seviyelerini derece derece arttırmayı ümit ettiğini yazmıştı. Türk öğrencilerinin ilgisinin kendisini epey duygulandırdığını ve böylelikle çalışmalarını zevkle yaptığını ifade etmişti. Karısıyla birlikte gittikleri cami ve çarşı ziyaretlerinden bahsetmiş ve karşılaştıkları ilginç bir olayı yazmıştı: Bir keresinde Reichenbach ve karısı Kapalı Çarşı’ya gidip, yabancı dil bilmeyen satıcıya deve tüyünden bir battaniye almak istediklerini anlatmaya çalışmışlar. Satıcı da çiftin ne istediklerini anladığını söyleyip “derhal”, demiş ve az sonra elinde deve sürerken, develerin sırtlarına koyulan ağırca bir örtü ile karşılarına çıkmış. Bu yanlış anlama karısı ve Reichenbach’ı çok eğlendirmiş
Carl Hempel, [3]’ten alıntı.
5 yıllık, aylığı 550 liradan bir sözleşme imzalamıştır.(Normal profesörün maaşı 90 liradır.) İlk üç yılında yabancı dilde, son iki yıl Türkçe ders yapma zorunluluğu vardır ve bu yüzden Türkçe öğrenmiştir. Verdiği dersler arasında Mantık, Marifet Nazariyesi, Muasır Felsefe, Zaman ve Mekân, Tabiat İlimlerinin Dünya İmajı, Mantığın Yüksek Meseleleri, Mantık Semineri, Marifet Nazariyesi Semineri vardır. Bölümü ve müfredatı kökten değiştirmiştir. Macit Gökberk ve Nusret Hızır onun asistanı olmuşlardır. Experience and Prediction(Tecrübe ve Tahmin) adlı ilk İngilizce yazdığı kitabını 1938 yılında İstanbul’da yayımlamıştır. Bu sırada Türkçe yayınları İstanbul Üniversitesi’nde yayımlanmıştır. Kadıköy’de ikamet etmiş, Uludağ’a kayak yapmaya ve İstanbul’da yürüyüşlere çıkmaya rağbet göstermiştir.
Öğretmen olarak bölümün yıldızıydı. O, bölüme sadece yeni bir felsefe değil aynı zamanda taze bir hava da getirmiştir. Dersleri hayat dolu, anlaşılabilir ve heyecan vericiydi. O, öğrencileri soru sormaları konusunda cesaretlendirir, onların düşüncelerine değer verirdi. Bize, felsefenin, diğer filozofların söylediklerini tekrar etmekten daha öte bir şey olduğunu öğretmiştir.
Niyazi Berkes, [3]’ten alıntı.
Türkiye’de mantıkçı pozitivizmin ve olasılık mantığının yayılmasına kurucu nitelikte ve derin etkileri bulunan Reichenbach’ın takipçileri arasında Vehbi Eralp, Nusret Hızır, Cemal Yıldırım, Hüseyin Batuhan ve Teo Grünberg sayılabilir. 5 yıl çalıştıktan sonra Türkiye kendisine vatandaşlık teklif etmiş, lakin Reichenbach Amerika’daki Los Angeles Üniversitesi’nin iş teklifini kabul ederek Amerika’ya taşınmıştır.
(Türkiye’de) Öğrencilerinin yetersizliklerinden, aralarında bulunan birkaç idealist dışında yönetimden şikâyet etmiştir. Ona göre, yönetim, bilimsel eğitimin ne demeye geldiğini tam olarak anlayamamıştı. Ülke modern bilimsel bir üniversiteyi ayakta tutmak için çok fakirdi. Bir nevi “mutlak aydınlanma” olan Türk reformu ona göre pekiyi işlemiyordu. Reichenbach, üniversite reformunda bir takım eksiklikler görmüş, halkın entelektüel açıdan reform anlayışından uzak olduğunu düşünmüştü.
Semra Uçar, [3]
1938’de UCLA’da felsefe bölümü başkanı oldu. Hempel, Putnam ve Salmon onun öğrencileriydiler. 1946’da İstanbul’dan tanıdığı Maria Moll ile evlendiler. 1953’te kalp krizinden vefat etti.
…Ayrılışından kısa bir süre sonra ise vefat etti. 5 yıldan sonra zaten hemen hemen herkes Türkiye’den ayrıldı. Politik olarak bazı şeyler daha şovenist hale gelmişti. Atatürk ölmüştü. Geride belki bir ya da iki aile kaldı. Ancak insanların çoğu ABD’ye ve savaş sonrasında da bazıları Almanya ve İsviçre’ye geri döndüler.
Hans_Reichenbach_and_His_Contributions_to_Turkish_Philosophy
Çalışmaları
Doktora tezi Der Begriff der Wahrscheinlichkeit für die mathematische Darstellung der Wirklichkeit( Gerçeğin Matematiksel Gösterimi için Olasılık Kavramı) İlk kitabı 1920’de yazdığı Relativitätstheorie und Erkenntnis Apriori (Görelilik Teorisi ve a Priori Bilgi)’dir. Bu eserde Kantçı sentetik apriori bilgi ayrımını eleştirdi. Görelilik Teorisinin Aksiyomatizasyonu(1924), Kopernik’ten Einstesin’a(1927), Mekan ve Zaman Felsefesi(1928) gibi eserleri görelilik teorisine mantıksal pozitivizm açısından bakışlarını sergiler. 1935’te The Theory of Probability(Görelilik Teorisi), 1944’te Philosophic Foundations of Quantum Mechanics(Kuantum Mekaniğin Felsefi Temelleri), 1947’de Elements of Symbolic Logic(Sembolik Mantığın Unsurları) yayımladı.
Bilginin özü genellemedir. Ateşin ahşabın ovalanarak yakılması, bireysel deneyimlerden genellemeyle elde edilen bir bilgidir; Bu ifade ahşabı bu şekilde ovalamanın her zaman ateş üreteceği anlamına gelir. Bu nedenle keşif sanatı, doğru genelleme sanatıdır. … Alakalı ve alakasız faktörlerin ayrılması bilginin başlangıcıdır.
Hans Reichenbach The Rise of Scientific Philosophy (1951), 5.
1951’de en büyük eseri The Rise of Scientific Philosophy(Bilimsel felsefenin doğuşu) eserlerini yayımladı. Öldüğü sırada zaman felsefesi ve bilimsel kanunların yapısı üzerine çalışıyordu. Bu çalışmalarında dili üçe bölmeyi; konuşma zamanı, olay zamanı ve referans zaman olarak ayırmayı teklif ediyordu. Bu çalışmalar da ölümünden sonra The Direction of Time and Nomological Statements and Admissible Operations(1954) adıyla yayımlandı.
“Eğer hakikat yolu boyunca, başarı (çoğu zaman başarısızlığa yakındı), başarısızlıkla aynı inceleme ve iyileştirme arzusuna maruz kalırsa, kendimizi ağaçlara daha yakın bulabiliriz.”
Hans Reichenbach (1951). The rise of scientific philosophy , UCLA, 326.
Felsefesi
Bilim felsefesini koordinatif tanım dediği bir araçla inceler. Koordinatif tanım bilimsel teorileri belli bir fiziksel nesne ya da işlem ile koordine eder. Örneğin metrik sistem ölçülerini İsviçre’de korumaya alınmış maddi nesnelerin boyutlarına dayandırır. Böyle koordinatif tanımları olmayan teoriler aksiyomlarının tutarlılığı dışında bir kanıtlamaya tabi tutulamazlar.
Görelilik teorisinin felsefi anlamı bu teorinin koordinatif tanımların gerekli olduğunu kanıtlamasıdır. Koordinatif tanım keyfidir.
Görsel formlar renk veya parlaklıktan farklı algılanmaz. Bunlar duyum nitelikleridir ve geometrinin görsel karakteri bu duyum niteliklerinden oluşur.
The Philosophy of Space and Time, B. 13.
Geometrinin göreliliğini kanıtlamada ısrar eden Reichenbach yaşadığımız uzayın Öklidyen olmayan bir mekan olduğunu söylerken ölçümün gerçeklerin ölçümü mü yoksa tanımına göre ölçüm mü olduğunu sorar. Öklidyen geometriyi ve Kantçı mekan felsefesini reddeder.
Kuantum mekaniğinin nedensel anormallikler içermeyen tam bir yorumu yoktur diyen Reichenbach’a göre nedensel bir anomali, yerel eylem (önce yakın çevre etkilenir) ilkesinin ihlalidir; bu ilke uzaktan eylemin(dolanıklığın) olmadığını belirtir. Reichenbach’ın uzay ve zaman felsefesinde ve kuantum mekanik anlayışında yerel eylem ve nedensel anomaliler.
Hata fark edildiğinde düzeltilirse hata yolu gerçek yoludur.
Ona göre kuantum mekaniği diğer bilimsel teorilerden farklıdır, çünkü bu teoride normal nedensellik getirme imkanı yoktur. Hiçbir koordinatif tanım kuantum mekaniğinin nedensel anormalliklerden bağımsız olarak kapsamlı bir yorumunu veremez.
Kuantum mekanikte gözlemlenebilir olaylara fenomen, gözlemlenemeyen olaylara interfenomen der. İnterfenomen ile ilgili üç ana yorum olduğunu açıklar: maddenin dalgalardan oluştuğu dalga yorumu; cisimcik yorum, hangi maddeye göre parçacıklardan oluşur; ve Bohr- Heisenberg yorumu ki interfenomen hakkındaki yorumların anlamsızlığını anlatır.
Kuantum mekaniğe dayanarak doğruluk değerlerinin doğruluk, yanlışlık ve belirsizlik olduğu üç değerli bir mantık kullanır. Reichenbach, ölçülmemiş bir fiziksel miktar hakkındaki bir ifadenin ne doğru ne de yanlış, ancak belirsiz olabileceği başka bir kısıtlayıcı yorum inşa eder.
Felsefe birçokları tarafından spekülasyondan ayırt edilemez olarak kabul edilir. … Felsefe spekülasyondan bilime doğru gelişmiştir.
Reichenbach, Rise of Scientific Philosophy, 325.
Son ve en büyük eseri olan Bilimsel Felsefe felsefeyi problemlerin çalışması olarak görür ve soru sormanın önemine değinir. Psikolojik sorunlara değinmeye çalışan felsefelerin başarısızlığını göstererek spekülatif çabaların bilimin henüz gelişmediği dönemine rast geldiğini iddia eder. Ancak artık bilim doğru cevapları verebilmektedir. Platon, Descartes, Kant rasyonalist hatalara düşmüşlerdir çünkü gözlemden yoksundurlar. Zamanın empirisistleri onların tezlerini matematiğin bilgisinden yoksun oldukları için çürütememişlerdir.
Hatanın analizi dilin analizi ile başlar.
19. yüzyılda matematikte büyük keşifler yaşanmış, “bilimsel felsefe” dediğimiz- gerçeklerle uğraşan- felsefe ortaya çıkmıştır. Matematik sonrasında fizik, kimya, biyoloji, psikoloji bilimleri ile evreni ve atomu anlamaya başlayan insan felsefeyi rasyonalizmden daha yeni bir yaklaşıma dönüştürdü.
Çağdaş filozof bilime aklın yasalarını dikte etmekten ziyade bilimsel yöntemi analiz etme görevi edinmiştir. Uzay, zaman, nedensellik, hayat, ben-dünya problemlerine çözümler aramaya girişmiştir. Sınanamayan iddialara tamah etmeyi bırakmış, ahlak için de doğa üstü inançlara başvurmasına gerek kalmamıştır. Eskisi gibi sınanamayan iddialara mahkum olmayan filozof artık adım adım gerçeği keşfeden bir bilim haline gelmiştir.
Zaman ve mekan probleminin çözümünün Leibniz gibi matematikçi filozoflara veya Einstein gibi filozof olan matematikçilere kaldığı anlaşılıyor.