İnan Olsun

Bilinmeyen bir diyarda uyandınız. Çevrenizdekiler bu diyarda gerçekliğin inançla sağlandığını söylüyorlar. Neye inanırsanız o gerçek oluyormuş. Hiç sorgulamıyorsunuz, çünkü başka çareniz yok. İnanınca olan bir diyar olduğunu siz de fark ediyorsunuz. Çünkü bilinmeyen diyarda hiçbir şey sizin için gerçek değil. Bilinmeyen hakkında neye inanırsanız sizin için gerçek odur.

inanmak

İnanmak gerçeklik üretmektir, bilinmeyen diyarda. Bu kadar farklı inanç nasıl var dünyada? Bu kadar kendince haklı ve hakkında ısrarlı inanç ne mümkün? İnanmak gerçeklik üretiyor olmalı. En azından kendin için.

Gerçekliği değişmeyen sabit bir öz olarak kabul ederseniz sizin gerçekliğiniz ve inancınız o olur. Lakin gerçek sabit ve tek olsaydı her halde herkes onu alırdı. Kim gerçeği istemez? Bilinmeyen diyarda, kendisini kaybetmiş insanlar gerçeği öğrenseler bile onlara ait olmaz. Bilinmeyen diyarın da fizik kuralları olabilir, ancak kimse Yüzüklerin Efendisi’nde nazgulların(efsanevi kuşlar) maruz kaldığı G kuvvetini sorgulamaz, öğrenmek de istemez. Bilinmeyen diyar bunun için değildir.

Gerçeğe mi ulaşmak istiyoruz? En önemli gerçekleri bilmezken, mesela ben kimim? Burası neresi? Neden buradayım? diğer gerçeklere ulaşmanın kıymeti nedir? Bilinmeyen diyarda uyanmanızı hatırlayalım. O an atmosfer basıncını mı merak edersiniz, atom modelini mi, yoksa neden burada olduğunuzu mu?

Neden burada olduğumuza dair çok çeşitli açıklama var. Bunların hepsinden çıkardığımız sonuç herkesi ikna etmiş bir açıklamanın olmadığıdır. Milyarlarca insan kendi inandığını gerçek ediyor. İnanınca oluyor demek ki. Kendini dışarıya göre değil, dışarıyı kendine göre yorumluyorsun. İnandığın kendi gerçekliğin oluyor, bilinmeyen diyarda.

Dış dünyadaki bilinmezlik çok da önemli değil. Çünkü yanıt bulamayınca inanmaya yönlenmişiz. Haksız da değiliz. En önemli yanıtlar yokken bilinmezliği sadece kurgulayabiliriz. Buna göre dış gerçeklik bizim için hiç önemli olmamıştır ve olamıyor. Dışarıyı inancımıza uyduruyoruz.

İnandığımız bizim için oluyor ki tarih inançların mücadelesi. İnananların bu kadar ısrarcı olması, binlerce yıldır, boşuna değil. Burası bir inan-olsun evreni. Öyle ki herkesin inancı kendine ve bağlıyor kendini. Herkes inandığı şeyler çerçevesinde görüyor. En büyük gerçek bile bu yüzden, bilinmeyen diyardaki önemsizlik nedeniyle hikaye gibi dinleniyor.

inan olsun – TDK
“bana inanınız” anlamında kullanılan bir söz

Leave a Reply