Hayat görüntüsünde çoğumuz güzel poz vermeye çalışıyoruz. Belki iyi değiliz, ancak öyle hatırlanmak istiyoruz. Bazılarımız poz vermeyi sevmiyor, yüzü asık. Kimi arkadaşlar da başkası güzel çıkmasın diye uğraşıyor. Boynuz yapıyor, meşgul etmeye çalışıyorlar. Onlara “kötü” insanlar diyoruz. Hayat görüntüsünde “kötü” çıkıyorlar.
Yaşayıp öldüğümüzü varsayıyoruz. Bu varsayımın insanın yok edici tutumundan gelen bir karşılık olduğunu Yok Etmek ve Yok Olmak‘da tartışmıştık. Aslında yalnızca görüntünün değiştiğini fark edemeyecek kadar hayata kapılmışız. Değişen yalnızca görüntü olabilir, çünkü görüntü dışında bir şey yoktur. Bunu da yazı dizimizin başında esasen incelemiştik. Hayata baktığımızda parçalardan müteşekkil bir manzarayı algılıyoruz. Manzara içindeki tekil unsurları düşünmeden görüntüye kapılıyoruz.
Hayatın bir görüntü olması kötülüğü anlamamıza yardımcıdır. Ancak bir görüntü kadar geçici bir yerde böyle vurdumduymaz davranılabilir. İnsanların iyilik işlerindense kötülük yapmada daha gayretli olması bu görüşü destekler. Bir görüntüde en büyük uğraş başkalarının kötü çıkması için harcanabilir. İyilik sadece iyi olarak başarılır. Kötülük ise ayrı bir çalışma, ayrı bir dikkat gerektirir. İnsanoğlunun kötülük başarısı ve yok olma tasavvuru birer karşılıktır. İnsan tür olarak yüce ve iyi ise ayrıca bayağı ve kötü de olmaktadır.
İki ucunda bilinmezlik olan bir hayat, evrensel yalnızlık ve tahammül edilmez boşluk belki de bizim hayata bakış açımızdan kaynaklanıyor. Dalga geçtiğimiz ilkel insanların varoluşsal kaygıyı taşımaması modern çabalarımızın dalga geçilecek enayilikler olması ihtimalini güçlendiriyor. Yüz binlerce yıldır ilk defa küçük alanlarda hep birlikte yaşıyoruz, ancak birbirimize yaklaştıkça yalnız kaldık. İnsanlık büyüdükçe insan küçülüyor. Geliştikçe özümüz seyreliyor, bir yerden de kaybediyoruz. Gelişme, çabalama ve büyük işler beyhude yorgunluklar gibi görünüyor.
Hayatın görüntüye benzettiğimiz geçici yapısında kötülüğün ortaya çıkması kaçınılmazdır. Geçici bir mekanda o kadar da dikkatli olmayız. Kötülük dediğimiz şey de ortama zaman geçirmek için verdiğimiz zarar, oyalanmak için ortamdaki kişilerle uğraşmamız ve bir şeyler kırarak eğlenmemiz olabilir. Herkes canı sıkıldığında boş işler dediği uğraşlar edinmiştir. Hayat böyle bir boş uğraş, insanlık da bunun içindeki bir heves görünümündedir.
Neden gereğinden fazlasına uğraşırız, başkasını yenmek değilse amaç?
Arkadaşlarına boynuz yaparak fotoğrafı mahvettiği için herkes ona öfkeliydi. O ise öylece durmanın o kadar da ilginç olmadığını düşünüyordu. Bu hareket fotoğrafa bakanlarca bayağılık sayıldı. “Alt tarafı bir fotoğraf işte” diyordu, hayatı için. Kötü çıkmıştı.