Mekanik evren ve İnsan
Mekanik evren ya da mekanikçilik felsefe tarihinde ilk olarak atomcularla anılır. Onlara göre evren, sonsuz geçmişten sonsuz geleceğe kadar birbirlerine çarpıp birbirlerini itmeyle devinen bir atomlar yığınıydı. Her şey, bu çarpma ve itmeyle gerçekleşen yer değiştirme devimi (mekanik devim)’nin zorunlu düzeni içindeydi. Yoktan varolma ve vardan yok olma diye bir şey yoktu, her şey bu çarpma ve itme devimiyle birleşen (doğum) ve ayrılan (ölüm) özdeksel atomlardan oluşuyordu, bu oluşma ilksiz ve sonsuzdu.
Mekanik evren içinde insanlık genel olarak hayat gibidir. Her şey bir bütünün parçasıdır, bütün de başka bir bütüne parçadır. Atom altı parçacıklardan galaksilere kadar görünen bir ortaklık söz konusudur. Zaten bütün inançların ve felsefelerin özünde bu parça- bütün ilişkisi vardır. Bunu reddetse dahi her şey parça ve bütün ilişkisini anlatır aslında. Sonsuz parçalar arasında daha etkin bir parça olmaya çalışmaktır her hareketin amacı. Buna bilincini oluşturmak ya da kendini gerçekleştirmek diyebiliriz. Bütün parça ortaklığında insanı örnek verebiliriz. İnsanın tarihi insanlığın tarihidir. Bir kişinin yaşamında insanlığın tüm yaşamını görebiliriz. İnsanlar doğar yaşar ve insan durumunu kaybeder. İnsanlık da böyledir. Bir şekilde büyür, gelişir ve insanlık durumunu kaybedecektir. İlkel atalarımızı bebeklerimizde görebiliriz. Dil edinme sürecimizi altı aylık kardeşlerimizde görebiliriz. Ergenliğimizi İnsanın şuursuz kapitalizminde ve emperyalizminde görebiliriz. Olgunluğumuz gelecektedir. Olgun kişi hatalarından ders almıştır. Gençliğindeki hırsı ve güç arzusu sukuta ermiştir. Sömürü ile anlamsız hayatını çekilmez kılmak istemez. Çoğu olgun insanda “insan ne yaparsa kendine yapar” deyişini görürüz. Tabi ki mevcut toplum henüz ergenliğinden çıkacaktır. Son demlerini yaşayan bu zulüm ve sömürü devrinde insanın olgunluğunu göremeyiz. İnsanlık bu kıvama eriştiğinde onun parçaları olan insanlar da bu tavrı edinecektir.bak.[ dmy.info/hayat-nedir]
Hayat organizması dedik. Bu organizma organik bağlarla kurulmuş bir bütündür dedik. Hareket hiçbir zaman yalnızca bir parçanın değildir dedik. Hayatın dişlileri vardır. Mutlaka bir taraftan etki vardır ki tepki de olabilsin. Doğada her şeyin bir nedeni vardır. Hiçbir şey yoktan var olmaz, var da yok olmaz. Bilimde açıklanamayan şeylere “belirme” gibi isimler takıldığını okudum. Ya da dinlerin çoğunda Tanrı bir üst insan gibi tasavvur edilmiştir. Tanrı hayatın kendisidir. Hayat tanrı arayışlarımızın nihayetidir. Tüm hareketler hayatın kendisindendir. Hayat ve tanrı aynı şey gibi anlaşılabilir ancak daha önce inceleyeceğimiz gibi bu dilsel imkanlarımızı zorlamak demektir. Hayat ve tanrı tahmin bile edemeyeceğimiz bir bütünün parçasıdır. Biz ancak içeriden betimleriz. Bu betimleme gözlerimizin önündeki uzay gibidir. Bir kişiye bakarken aynı anda içinde bulunulan yapıya, şehre, gezegene, galaksiye ya da gök adaya baktığımızın farkında değilizdir. Aslında herhangi bir yere bakarken evrenin yarısına bakmaktayız. Farkına varmak güçtür, betimlemekse bir hataya gider ancak.[bak.dmy.info/wittgenstein-ve-tractatus-logico-philosophicus/]
Hayat organizması dedik. Bunu hayatın yalnızca bireyin ya da genel anlamda insanlığın ya da herhangi bir varlığın tek başına kontrolünde olmadığını ifade etmek için söyledik. Biz dedik bunu. Demediğimiz şeyse bunun hakkında dolambaçlı örnekler ve çarpıcı ifadelerdir. Ancak bunları yapıp insanın gözüne sokunca anlıyoruz. Bu yazıların bu kadar uzun olması da bu yüzdendir. Hepsinin anlattığı ancak bir tümcedir aslında, ama dilin ve hayatın göreliliği, kendi inancına bağlılıklar, insanların gösteriş sevmesi, benim gösteriş sevmem, sömüren düzen toplumunun sömürmedikçe akıllanmayan kafa yapısı vs. nedenlerden yazılar uzun tutulmuştur.Kısacası Evren öncesinden yapılmış bir hamledir. İçinde bulunmakla mekanik, yani birbirine bağlı evrenin parçalarıyız. Atalarımız ve ondan da öncesinin savurduğu bir hareket gibiyiz. Evrenin çok ufak bir parçası olan insanlık ve insanlığın çok ufak parçaları olan bireyler harekete ufak katkılar yapar . [08-2012’de paylaştığım yazdımdır. dmy)
yeni dusunce ufkuna kanat cirptiran bu paylasimci dusunure tesekkur ederim…