Öğretim İlkeleri- Prensipleri Nelerdir?

Öğretim ilkeleri bilgi ve davranış değişikliğinde kılavuzluk etmek olarak tanımlayabileceğimiz öğretimin gerçekleşmesi için öğretmenlerin ve öğreticilerin dikkat etmesi gereken bazı noktalardır. Öğretim prensipleri, eğitimin kuralları, esasları olarak da bilinir. Farklı kaynaklarda daha fazla sayıda ve farklı isimlerle adlandırılabilir. Biz kaynaklarımızdan anladıklarımızı sıralayacağız.

Eğitim her insanın içinde bulunduğu bir alandır. Felsefe de eğitimle doğrudan alaklıdır. İlkçağ filozoflarından beri eğitimin felsefede asıl sorunlardan biri olduğu, filozofların ise iyi eğitilmiş,- ya da kendini iyi eğitmiş- kendilerinin de eğitimci olduğu unutulmamalıdır. Öte yandan bir insanın nasıl eğitileceği problemiyle bir insana nasıl felsefe yaptırılacağı probleminin benzer çözümlere sahip olduğu görüldüğünde ortaklık daha iyi anlaşılabilir.

1) Öğrenciye görelik(düzeye uygunluk)

Diğer öğretim ilkelerinin de temelini oluşturur. Öğretimi bireyselleştirme ilkesi olarak da bilinir. Öğrenenin yaş, düzey, ilgi, ihtiyaç, beklenti, yetenek, beceri, zekâ gibi özelliklerinin dikkate alınarak öğretim planının hazırlanması ilkesidir. Bu konuda Dalton bireyselliği Jena grupsallığı savunan teorisyenlerdir.

2) Bilinenden bilinmeyene

Öğretim düzenlenirken, öğrencinin o zamana dek öğrenmiş olduklarından hareket edilmeli ve bilgi önceden öğrenilenlerin üzerine inşa edilmelidir. Önce doğal sayılar sonra rasyonel sayıların öğretilmesi örnektir.

3)Yakından uzağa

Öğrenenin yakın çevresinden uzak çevresine doğru örneklemedir. Ardahan’da coğrafya anlatan bir öğretmenin Ardahan’ın yer şekillerinden örnek vermesi örnektir.

4)Açıklık- anlaşılabilirlik(ayanilik)

Açık, net, anlaşılır dille anlatmaktır. Mümkün olan en çok sayıda duyuya hitap etmeli, özellikle soyut kavramların örnekler ve duru bir dil ile anlaşılması sağlanmalıdır.

5)Somuttan soyuta

Öğrenenler somut nesneleri soyut kavramlardan daha iyi canlandırabilmekte ve anlayabilmektedir. Gelişim düzeyi de somut örneklerle anlatımı gerekli kılar. Sayılar için parmakların kullanılması, uzay için çarşafın kullanılması örnektir.

6) Aktivite(işe katılım)

Öğrenenin öğretim sürecine bizzat katılması, okuması, yazması, konuşması, tartışması ve bilgiyi geçmiş yaşantılarıyla bağlayarak etkin olarak yer almasıdır. Yaparak- yaşayarak öğrenmeyi vurgular. Çünkü en iyi kendi yaşadığımız şeyleri, kendimize ait şeyleri biliriz.

7) Tasarruf(ekonomiklik)

En az emek ve en az zaman harcamasıyla gerçekleştirmektir. En az girdi ile en çok çıktı nasıl sağlanır diye düşünmektir. “Bir konuyu en kısa yoldan, kalıcı, etkili ve anlamlı olarak öğrencilere nasıl kazandırırım” diye sorulur.

8)Yaşama yakınlık(hayatilik)

Verilen bilgilerin “gerçek hayatta işe yaraması” işlevsel olması, hayatta işine yarayacak bir işlevle öğretilmesi ilkesidir. İlkyardımın günlük hayatta nerelerde işe yarayacağının da öğretilmesi.

9)Bütünlük

Bilgilerin birbirine bağlı ve birbirini tamamlar nitelikte sunulması demektir. Gestalt Ekolü = Bütüncül ve Bruner bu ilkeye önem verir.

10)Sosyalleşme(toplumsallaşma)

Öğrenenin özellikle sınıf ortamında sosyalleşmesi, kurallara uyması ve diğerleriyle sosyal kazanımlar sağlamasıdır.

11)Güncellik(aktüalite)

Örneklerin ya da konuların günlük hayattan seçilmesidir. Bilinenden bilinmeyene ve yakından uzağa ilkeleriyle alakalıdır. Dikkat çekmeyi ve işlevselliği artırır.

12) Basitten karmaşığa(kolaydan zora)

Bir konuda önce basit unsurların daha sonra daha karmaşık olanların anlatılmasıdır. Öğrenenin temel oluşturmasını, ağır konular altında geri çekilmeden devam etmesini sağlar.

13) Amaca uygunluk(Hedefe görelik)

Öğretimin hedeflenen davranış kazanımına uygun olmasıdır. Öncelikle hedefin hangi alanda olduğunu (bilişsel, duyuşsal, devinişsel) belirlemeli sonra buna uygun yöntem/teknikler seçilmelidir.

Kaynakça

Leave a Reply