Orta Çağ felsefesi 5 ila 15. yüzyıl arasındaki dönemde yapılan felsefenin genel adıdır. Genel özelliği din merkezli yapılmasıdır. Avrupa’da Hristiyan felsefesi, Mezopotamya’da İslam felsefesi şeklinde yapılmıştır. Ek olarak iki bölge içinde de mevcut olan Musevi felsefesi katılır. Popüler yazında karanlık dönem, karanlık çağ olarak adlandırılır.
Yakın Çağ’daki tarih yazıcılar Orta Çağ’ı tarihsel ve entelektüel olarak “Karanlık Çağ” addetmişlerdir. Bu dönemde bireyin arka plana atıldığı, araçsallaştırıldığı, aklın değil kilisenin istediği imanın merkeze alındığı bir dönem olarak tasvir edilmiştir. Lakin bu pejoratif söylemin aksine, bir yeniden yapılanmanın da olduğu söylenebilir. Yeniden yapılanmanın bir süre birey mefhumunu arka plana atması da maliyet olarak değerlendirilebilir.
Orta Çağ’ın Genel Görünümü
- Felsefe dinin hizmetine girmiştir, teoloji ile özdeş hale gelmiştir.
- Hristiyan filozoflar aynı zamanda din adamıdır.
- Hristiyanlarda felsefenin ana konusu teolojiyken Müslümanlarda tıp, matematik, astronomi gibi konular da tartışılmaktadır.
- İki bölge de gerek çeviri gerek ticaret faaliyetleri ile etkileşim halindedir.
- İki felsefe bölgesi de Yunan medeniyetinden ve felsefesinden büyük ölçüde etkilenmiştir.
- Yunan felsefesinin yorumlarını yapmakla birlikte gerek sentez yapmaları, gerek de değişen dünyaya uyarlamalar ve eklemeler yapmaları onların özgün oldukları anlamına gelir.
- Hristiyanların Platon’dan, Müslümanların Aristo’dan daha çok etkilendiği yorumları mevcuttur.
- Özellikle inanç ve akıl ilişkisinde filozoflara referanslar yapılmış, Yeni Platonculuk adı altında Sokratik felsefe saygı görmüştür.
- Stoacılık Roma’nın en popüler okulu olarak bu dönemde etkilere sahiptir. Yalnız Epikürcülüğün gözden düştüğü ve Yeni Platonculuk’un daha etkili olduğu söylenebilir.
- Din felsefesi müstakil bir alan olarak gelişmiştir.
- Hristiyan filozoflar kendilerine filozof dememişler, filozof kelimesiyle Aristo’yu ve Platon’u kast etmişlerdir.
- Her ne kadar pagan oldukları için makbul görmeseler de antik filozofların yöntemlerini, argümanlarını, mantık tekniklerini kullanmışlardır.
- Bu dönem filozoflarını kelamcılardan ve teologlardan ayıran özellikler: 1. Mantık, diyalektik ve analiz kullanmaları. 2. Aristoteles başta olmak üzere antik filozoflara saygı duymaları. 3. felsefenin argümanları ile vahyin bilgisini uzlaştırmaya çalışmaları.
Karşı İddia
Orta Çağ’da felsefenin dinin emrinde olması karanlığın bir göstergesi midir? Tarihte çöküşler olmuştur ve karanlıksa bile doğal bir döngünün parçasıdır. Karanlık olmadan nasıl aydınlanabilir? Öte yandan, akademik hayat sekteye uğramış, araştırmaya ve keşfe önem verilmemişse de bunun toplumsal çöküşün getirdiği bir mecburiyet olduğunu söylemekte fayda var. Avrupa kuzeyli göçebelerin istilası ve siyasi problemler neticesinde bir varoluş mücadelesine girmiş, sonrasında aydınlanmanın tüm kıtaya yayılmasına vesile olan bir dini tedrisat ile okuma yazma artışı görülmüştür. Bin yıllık bu devrede merkezlerdeki medeniyet ücra Avrupa kasabalarına din hürmetine gitmiş, bugünkü aydınlanma merkezleri rahiplerin din çabasına temellenmiştir.
İşte Orta Çağ felsefesi üretmenin bir reçetesi: Klasik pagan felsefesini, özellikle Yunan ve aynı zamanda Roma versiyonlarını yeni Hıristiyan diniyle birleştirin. Yahudi ve İslami entelektüel miraslardan çeşitli tatlar ile tatlandırın. Karıştırın ve bitene kadar 1300 yıl veya daha fazla pişirin.
https://plato.stanford.edu/entries/medieval-philosophy/#Ingredients
Dönemin çıktıları
Her ne kadar felsefe dinin emrine girmişse de bunun iki taraf için de katkıları olmuştur. Felsefe semavi dinlerin çerçevesine girmeyen her şeyin yok edildiği bir dönemde dinin parçası olarak yaşama imkanı bulmuştur. Dinler de felsefenin mirasından pay almış ve kanonlarını filozofların söylemlerinden faydalanarak hazırlamışlardır. Dinler halk lisanından ve geleneğinden felsefe geleneği aracılığıyla sıyrılmışlardır. Bu dönemde iki disiplinin işbirliğiyle şu konularda esaslı bir külliyat da oluşturulmuştur:
- İman ile akıl ilişkisi
- Tanrı’nın kanıtlanması
- Tanrı-dünya ilişkisinin tasvir edilmesi, din dili
- Tümeller problemi
- Dini otorite ve politik otorite arasındaki ilişkinin kurulması
- Teolojinin ve metafiziğin kapsamı ve amacı
- Önceden bilme ve bilgi sorunu
- Bireyleşme, kimlik kriteri
- Kötülüğün varlığı
- Özgür irade sorunu
- İlahi aydınlanma
Değişim ve hareket sürecinde olan şeylerin bir ilk hareket ettiricisi olmalıdır.
https://www.utm.edu/staff/jfieser/class/110/5-medieval.htm
Çevremizde gördüğümüz olayların bir ilk etkin nedeni olmalıdır.
Çevremizdeki dünyadaki muhtemel varlıkları açıklamak için gerekli bir varlık olmalıdır.
Küçük şeylerde gördüğümüz iyiyi açıklamak için nihai olarak iyi bir şey olmalı.
Doğal nesneleri sonlarına veya amaçlarına yönlendiren akıllı bir varlık olmalıdır.
Sonuç
Orta Çağ felsefesi karanlık mıdır? Görmek istediğiniz şeyi göremiyorsanız karanlıktır. Ne aradığınıza bağlıdır. Tarihte tez, antitez, zıtlık, dalgalanma, bocalama dönemleri olması muhtemeldir. Akıl ve yücelme için de karanlık ve çöküş dönemleri görmek gerektiğini unutmamak gerekir. Üstelik bu karanlık aydınlığı hazırlayan bir emek, yayılma, zemin sunuyorsa gereklilik bile denebilir.