Sanal Dünya
Deleuze’e göre sanal, güncel olana dönüşme olasılığı içerir. Sanal dünya başladığında, dış dünya bu iç dünyaya kaçak ihlaller yapabilir.[1] Sanal gerçekliğin dış dünyaya etki ettiğini de sıkça görürüz. Ekonomik olarak gelişmiş toplumlarda, özellikle gelişme çağındaki bireylerin, video oyunlarına özenerek şiddet eylemlerine giriştiği görülmektedir. Büyük katliamlar gerçekleştiren katillerin ortak bir özelliği, şiddet içerikli video oyunları oynamalarıdır.[2] [3] [4]
Felsefe tarihinde sanal gerçeğe çeşitli defalar işaret edilmiştir. Aristoteles Poetika’da dramanın önemi hakkında “gerçeğin nasıl olabileceğine;”[5] şairler hakkında da “mümkün gerçekleri” anlatmalarına işaret etmiştir.[6] Ona göre kurgu var olanı yansıtmakla kalmaz, gerçekliğin farklı türlerini de anlatır. Daha sonra Leibniz mümkün olan dünyalardan en iyisinde yaşadığımızı söylemiştir.[7] Çoklu evren tasavvuru ile günümüzdeki alternatif gerçeklik algısını anımsatmıştır. Farklı evrenler, farklı gerçekler olabileceği öteden beri düşünülmektedir.
Çağdaş düşünürlerden Baudrillard, yarattığımız sanal gerçeklik tarafından silinen bir dünyada yaşadığımızı söyler.[8] Şeytana Satılan Ruh Ya Da Kötülüğün Egemenliği adlı eserinde gerçeklik, illüzyon, simülasyon, sanal kavramları üzerinde durur. Gerçeklik yerine, görüntüler üzerine kurulu bir simülasyon yerleştirdiğimizi ifade eder. [9] [10] Filozofların sanal gerçekliğe yaptıkları atıflar kendi gerçeğimizi sorgulamamızı ve sanal gerçeğin bize kendimizi yansıtıcı tarafını görmemizi sağlar.
Kamuoyunda sanal gerçeklikteki şiddetin bizi saldırganlaştırdığı hakkında tartışmalar yürütülmektedir.[11] Ancak sorun sanal şiddetin bizi kötü yapıp yapmadığı değil, bizim sanal gerçekte neden şiddeti seçtiğimizdir. Sanal bir dünya yaratıp neden birbirimizi öldürmekteyiz? Acaba bu zihnimizdeki sanal gerçeğin bir belirtisi midir? Gelecek planlarımız birbirimizi öldürmek üzerine olabilir mi?
Sanal gerçekliğin, insan benliğindeki şiddetin ihmal edilen bir olay yerinden ibaret olduğu söylenebilir. Sanal gerçekliğin hem felsefede, hem de halk kültüründe farklı bir biçimde üretildiği, yorumlandığı söylenebilir. Bununla birlikte sanal gerçek göz ardı edilmiş bir yansımadır. Kendine dışarıdan bakamayan insanın kendini görmesi için bir ayna görevi görmektedir. Buradaki yansımamızın vahşete yönelmesi ilgi çekicidir.
Nasıl ki mitler ve halk hikâyeleri insanlığın benliğini yansıtır, sanal gerçeklikteki tezahürümüz de gelecek tasarımımızı yansıtmaktadır. Mitlerin iletişim özelliklerini vurgulayan Strauss, bize bir şeyler anlattıklarını ve çeşitli kültürlerde benzer işleve sahip olduklarını söyler. [12] Buna göre mitler vasıtasıyla insana bir şeyler anlatılır. Kuşaktan kuşağa aktarılan sanal tasarımlardır, ancak gerçek dilsel ürünlerdir. Sanal gerçeklik ürünleri de, toplumun diğer ürünleri gibi, bize kendimizi anlatır. Gerçekmiş gibi yapıp, varsayımlarını kabul etmekte, ancak bize ne söylediğini sorgulamayı ihmal etmekteyiz. Tarih boyunca mitlerin ve sözlü ürünlerin insanlığa anlattıklarını göremeyişimiz gibi, sanal gerçeklikteki insanlık gerçeğini de görememekteyiz.
Gönüllü olarak ve büyük bir inançla içine girdiğimiz sanal gerçeklikler bize bir şeyler anlatmaktadır. Çağdaş toplumların mitleri olan sanal varlıklarımız geçmişten geleceğe bir iletidir. İnsan bir gerçeklik ürettiğinde bunu neden şiddete adamıştır? Mitlerde tanrıların ahlaksız mücadeleler vermesi gibi; inandığımız sanal varlıklarımız neden ahlaksızlık yapmaktadır? Gelecekteki şiddet ve yıkım tasarımımızı sanal varlıklarımıza yansıtmış olabilir miyiz?
Önümüzde şekillenmeye müsait bir dünya var. Sanal gerçeklik dediğimiz bu dünyayı şiddet, vahşet ve yıkımın bir provası olarak kullanmaktayız. Toplumun kuşaktan kuşağa aktarılan inanç ve iletişim ürünlerine baktığımız gibi, kendimizi aktardığımız bu dünyada kendimize dışarıdan bakabilir ve benliğimizden gelen mesajı görebiliriz. Birbirimizi öldürerek kendimize ne söylemekteyiz? Yansımalarımız bize ne mesaj vermektedir?
“Bıçak kullan sessiz olur” ya da “en çok puanı almak için el bombası at” demediğini söyleyebiliriz. Mesaj açık biçimde, bize “ağır olun” demektedir. İçimizdeki yıkımı bize göstermektedir. Benliğimizdeki yok ediciliği vurgulamaktadır. Küçük bir uzantısı olduğumuz canlı hayatını, imkân verildiğinde hemen öldürmeye yöneldiğimiz sanal gerçekteki gibi, öldürdüğümüzü söylemektedir. Gövdemiz olan doğayı öldürdüğümüzde sıranın bizlere geleceği de, sanal şiddet yansımalarımızda görebileceğimiz bir uyarıdır.
Şiddet gerçeğini sanal olay yerinde görmeli ve toplumu tehdit eden tüketim kültürünü sorgulamalıyız. İnsan hayatını, hayat için, “yok etmek” anlamına getiren tüketim ve doğanın sömürüsünü felsefenin ışığında eleştirmeliyiz. Ancak böylelikle birkaç tur daha yaşayabilir ve “sanal olmayan” gerçeğimizi biraz daha anlamaya çalışabiliriz. Bak: dmy.info/insanligin-gelecegi
Şu makalemden alıntıdır: Doğuhan Murat YÜCEL, Farklı Bir Olay Yeri Olarak Sanal Gerçek, Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 6 (2), Temmuz 2016, ss. 407-421.
Kaynakça
[1] Gilles Deleuze- Felix Guattari , What is philosophy, Columbia Üniversitesi, http://nfk.be/CUDI/levinas-2009-2010/deleuze-3207-what_is_philosophy.pdf%20(fenomenologie%20van%20schilderkunst).pdf Erişim tarihi: 20.11.2014 s.59
[2] http://www.foxnews.com/tech/2013/09/12/training-simulation-mass-killers-often-share-obsession-with-violent-video-games/ Erişim tarihi:24.11.2014
[3] René Weber, Aggression and Violence as Effects of Playing Violent Video Games http://ocw.metu.edu.tr/pluginfile.php/2355/mod_resource/content/1/Weber_Aggression%20and%20Violance.pdf Erişim tarihi:24.11.2014
[4] http://www.aliveingames.com/makaleler/253-video-oyunlari-ve-gercek-hayatta-islenen-suclar-arasindaki-benzerlik/ Erişim tarihi:24.11.2014
[5] Philippe Romanski,Aïssatou Sy-Wonyu, Trompe(-)l’œil, Rouen Üniversitesi, 2002, S.329
[6] Aristoteles, Poetika, http://www2.hn.psu.edu/faculty/jmanis/aristotl/poetics.pdf Erişim tarihi: 27.11.2014 s.14 s.29
[7] Gottfried Wilhelm. Leibniz, Theodicy, E kitap, 2005 http://www.gutenberg.org/files/17147/17147-h/17147-h.htm Erişim tarihi: 20.11.2014
[8] http://www.csun.edu/~hfspc002/baud/ Erişim tarihi: 24.11.2014
[9] Jean Budrillard, Şeytana Satılan Ruh, Doğubatı Yayınları, s. 1-12
[10] Jean Baudrillard‟da Simülasyon Kavramını ,Temellendirme Çabası,Yüksek Lisans Tezi, Ahmet DAĞ
[11] Craig A. Anderson- Brad J. Bushman Effects Of Violent Video Games On Aggressive Behavior http://www.soc.iastate.edu/sapp/VideoGames1.pdf Erişim tarihi: 24.11.2014
[12] Levi Strauss, Structural Study of Myhts, http://people.ucsc.edu/~ktellez/levi-strauss.pdf Erişim tarihi: 24.11.2014 s.430