Evrenin diline “sevgi” demiştik. Buna göre var eden sevgidir. Her ne varsa hayatta sevgidendir ve var olmak için de sevmelidir. Her şey sevmek dediğimiz sözcüğün karşılığı olan birlikteliği vurgular. Hayatta neye bakarsanız bakın bir bütün görürsünüz. Bütünün parçalarının sonsuza dek uzanması da ancak sonsuz bir sevgiye delalet edebilir. Belki felsefe için aşırı romantik bir bakış açısı, ancak anlatabileceklerimiz sözcüklerle sınırlıyken neden bunu güzel sözcüklerle yapmayalım? Terimlerden sıyrılıp basit olana odaklanarak genele ulaşmayı hedefleyebiliriz.
Dil de diğer insani edimler gibi üzerinde uzlaşma gerektirir. Bu uzlaşı hiçbir zaman kesin değildir. Dil her an gelişir ve değişir. Böyle bir aracın içinde sözcükler kararsızdır. Nitekim birey de dili kullanırken kendine göre çeker. Sonuçta dil gayet göreli bir hal alır. Sevgi sözcüğü de göreli seçeneklerden bulduğumuz bir yakıştırmadır. Uzlaşıya dayanan sözcükleri seçmek her zaman bir yakıştırmadır. Sevgi sözcüğünü seçmemiz de buradaki yapıya en uygun gördüğümüz sözcük olmasındandır. Aynen kast etmeye çalıştığımız “sevgi dili” gibi felsefe önermeleri şahsi ve de insanidir. Sonuç olarak evrenin sevgi dilinde konuştuğunu savunmamız edebiyat parçalamak için değil genel bir kanıyı canlandırabilmek içindir. Biz birlikte olmak istiyoruz.
En genel kanı, varlığın bir araya gelme eğiliminde olmasıdır. İşte buna sevgi dedik. Var olmak birlik olmaktır. Sevmediğimiz birinden söz ederken bunun büyük sevgi birliği içerisindeki farklı bir seçimden ibaret olduğunu fark edemeyiz. Aslında içinde bulunduğumuz hayat sevgi ile dokunmuştur. Her şey sevgi ürünüdür. İnsan da bunun bir örneğidir. Nefret ettiğiniz her şey saf sevgiden meydana gelmiştir. Hiç sevmediğiniz bir kişi bile sevgisiz yaşayamazdı. En başta, dünyaya gelirken sevgi ürünüydü. Daha sonra çocukluğu boyunca sevilerek büyütüldü. Daha sonra insan toplumunun birbirine olan sevgisi sayesinde inşa edilen kültüre katıldı. Hiç kimsesi olmayan biri bile toplumun onlar için kurduğu mekanizmalar sayesinde şefkat görmüştür.
Madde bir araya geldiği için bileşikler ve organizmalar söz konusu olabilmiştir. Her şey diğer bazı organizmalardan gelmiştir. Bu hikayeyi tüm yazılarda anlatıyoruz. Bir olmayan sıfır olmuştur. Yani bir arada yaşamayan, uyum sağlamayan, ortaklık oluşturmayan yok olmuştur. Hayat sadece ona bağlananları yaşatabilmiştir. Buradan da aslında sevmemek değil, daha çok sevmek olduğunu söyleyebiliriz. Nefret bizi kandıran bir yanılgıdır. Her şey bir şekilde bize bağlıdır. Parçası olduğumuz bütünün bir tarafıdır.
“Evrenin dili sevgidir” diyerek önünüze gelene sarılın, sevin demek istemiyoruz. Aslında fazladan bir şey yapmanıza gerek yok. Siz sadece fark edin yeter. Aslında her şeyi sevdiğimizi fark edin. Aslında hepimiz biriz ve bir olmaya çalışıyoruz. Dillerimiz farklı görünse de aslında hepsi sevgi dilinin farklı lehçeleridir. Aynen insan dillerinin aynı yapıdaki farklı seslerden meydana gelmesi gibi, hepimiz birliktelikten geliyoruz ve ona doğru gittiğimizi fark etmeliyiz.
Ayrıca Bakınız
senin yazılarını okuyunca sinirim bozuluyor. anlmaya çalışıyorum ama olmuyor. sen neyin sevgisinden bahsediyorsun? nerede yaşıyorsununuz? söyleyin bende oraya gelmek istiyorum. hiç mi sokağa çıkmıyorsunuz? dışarda cehennem gibi bir hayat var. insanlar ölüyor, bombalar patlıyor, riyakarlık, yalan dolan, pislik diz boyu. insanlar köle gibi yaşıyor. gayya kuyusundan farksız her şey. herkes nefret kosuyor birbirine.
dünyaya tesadüfler zincirlemesi olarak tesadüfen fırlatıldık. doğal yaşamdan senin yüklediğin anlamlar yok. bir arslan geyiği yerken, bir insan bir kıza tecavüz ederken tanrı bunları izliyor ve bizi sevgiyle mi yaratmış oluyor. tecavüzde farklı anlamdaki bir sevgi mi? her şey başıboş bir şekilde dünyada öylesine kör bir istençle yaşıyor. hiç bir şeyin bir anlamı yok. sadece varlar. sadece hayatta kalma dürtüsü. sadece öylesine varız. bütün falan değiliz. bir bütünlük varmış gibi geliyor ama değil. dışardan bakınca bunu daha net anlıyorsun. evrimin bir hatası falan olmalı insan. bilinç bir hata olmalı. çünkü gerek yoktu.
Merhaba. Bu eksik bir okumadır. Hayatı terk etmek zor değildir. Hepimiz memnun olduğumuz için yaşıyoruz. Dar bakış açısı ile bu kolaylığı ya da sevdiğimiz gerçeğini göremeyiz.
Bende bazen hissediyorum. Günlük olayları. Bu bir yetenekmi bilmiyorum.