Uyuşturucu, merkezi sinir sistemine engel olarak bilinçlilik halinin alt edilmesine yarayan eczanın adıdır. Olumlu duygular yaratmak amacıyla kullanılır, ancak tanımda gördüğünüz üzere, tamamen vücudun mağlup edilmesine yarar. Uyuşmak vücudu zora sokmak, onun yarattığı duygu ise vücudun yaşadığı zorluktur. Türkçede uyuşturucu yalnızca esrar ve türevleri ile sınırlansa da, günlük kullanımdaki çoğu şey uyuşturucu tanımına girer. Mesela sigara(tütün), dünyada ölüme sebebiyet veren en büyük sorundur. Bir uyuşturucudur. Sinir sistemine kast ederek bedeni zora sokar. Üstelik uzun süreli kullanımı, çoğu yasak uyuşturucudan daha zararlıdır. Herhangi bir şeyden daha çok ölüme sebebiyet verir ve sırf yaygın olduğu için serbest kalabilmiştir.
Alkol, yine zararlı bir uyuşturucudur. Tarihi insan uygarlığı kadar eskidir, ancak o kadar süredir de zarar vermektedir. Bu da şekerin fermantasyonu ile oluştuğundan, gayet yaygın ve kolay ulaşılabilirdir. Sigara gibi, alkol de yaygınlıktan serbest kalabilmiştir. İnsan sağlığı açısından hiç olumlu olmayan, gelişimini tamamlamamış bireyleri genç yaştan itibaren esir alan bağımlılık yapıcı bir maddedir. Kafein, de alkolden aşağı kalmaz. Bağımlılık yapması ve diğer uyuşturucular gibi sinir sistemini alt etmek amaçlı olması, onu zararlı kılar. Kahve, çay, kola, enerji içeceği gibi çoğu üründe mevcuttur. Bu da, uyuşmaya ne kadar meraklı olduğumuzu gösterir.
Neden kendimizi uyuşturma ihtiyacı duyuyoruz? Yaşamak sinir sistemini kullanmaktır, hayatı hissetmektir. Hayata tepki vermek için canlı olmak gerekir. Uyuşturucu bizim algımızı yok ederek tepki vermemizi engeller. Demek ki yaşamın temel işlevini engelleme uğraşındayız. Yaşamaya uğraşıyoruz, ancak onu hissetmek istemiyoruz. Bu ilginç bir tezattır. Uyuşturucu sözcüğünün anlamına sınırlı kalmayalım. Çay gibi basit görünen bir içecek bile uyuşturucu olabilir. Bağımlıysanız, her şey uyuşturucu haline gelebilir. Sizi yaşamaktan alıkoyan her şey uyuşturucu niteliktedir. Dolayısı ile, yalnızca esrar ya da afyon kullanan yasadışı kişiler değil, örnek vatandaşlar da uyuşturucu kullanıyor olabilir.
Neden kendimizi hayattan alıkoyuyoruz? Uyuşarak bir yanımızı öldürüyoruz, ancak bunu da hayat için yapıyoruz. Çektiğimiz sıkıntılar, hayatın dayanılmazlığı, ya da sıkılganlık bizi uyuşmaya sevk ediyor. Bununla mücadele etmek için neden kendimizi öldürelim? Hayattaki herhangi bir sorunun çözülmesi, herhangi bir isteğin yerine gelmesi bizim tepkilerimize bağlıdır. Tepki vermeyi engelleyerek insanoğlu nasıl bir yol izlemektedir? Hayatımızdaki garip tezatlardan biri olarak uyuşturucuyu felsefi anlamda sorgulamak gerekir. Tabi yasal uyuşturucuları da gözardı etmemeliyiz.
İlaçlar da doğal yaşama müdahale ederek hayatın gidişatına yapay bir yön katar. Hatta Marks’ın ünlü sözünde dediği gibi “din bile afyon olarak kullanılmıştır.” Marks aslında dini uyuşturucu olarak tanımlamamıştır. Bir cümle çekip almak yerine, felsefesinin tamamına bakıldığında, insanları uyuşturan bazı şeyler olduğunu söyler. İktidarlar halkı uyutmak için din de dahil birçok unsuru alet etmiştir. Bizim bu yazıda belirttiğimiz gibi Marks da kendimizi ve yaşamsal sorgulamalarımızı alt etmenin saçmalığına işaret eder. Din iyi bir şeydir. İyiliği öğütler. Ancak çoğu zaman sömürü için kullanılmıştır. İlaç da iyi bir şeydir. İyileşmek için kullanılır. Ancak bağımlı olmak ölümden de beter yerlere götürebilir. Örnekler çoğaltılabilir. Oyun da iyi vakit geçirmek için oynanır, ancak sürekli oynamak yaşamsal işlevlerimize zarar verir. Uyuşmak hayatı istememektir. Yasal ya da yasadışı, tüm uyuşturucuları yeniden değerlendirmek gerekir.
26 Haziran, Uyuşturucu Kullanımı ve Trafiği ile Mücadele Günü‘dür.