Artık yabancılarla konuşmak cesaret istiyor. Ne bir şey sorabiliyoruz, ne de sorulana yanıt verebiliyoruz. Bu durumu yabancının anlamına borçluyuz. Yabancı zamanla korkunç bir düşman haline geldi. Eskiden yabancı tanımadığımız iken, şimdilerde tehlike anlamına geliyor. Tanımadığımız kişilerle konuşmak ne zamandan beri riskli bir iş? Geçtiğimiz yüzyıla kadar annelelerimiz “yabancılarla konuşma” diye bir uyarı vermiyordu. Şimdiyse farklı kültürlerde bağımsız biçimde aynı uyarıyı duyuyoruz: “yabancılarla konuşma.”
Çok eskiden yabancı diye bir şey yoktu. İnsanlar her şeyi doğanın bir parçası olarak görüyorlardı. Bir dağın, hayvanın, suyun yaşam hakkına inanıyorlardı. İnsan komşuları ise bir zenginlikten ibaretti. Farklı bir kişi toplumun yeni bir yüzü ve yeni bir yeteneğiydi. Hayat macerasında ne kadar farklı tecrübeler, ne kadar farklı bakış açıları olursa o kadar iyiydi. Sonraları medeniyet ve din adı altındaki gruplaşmalar “bizi” bozmaya başladı. Farklı inançlar her zaman vardı, ama günümüze gelene kadar içindeki “yabancı” giderek arttı. Son icatlarımızdan ulus devlet ile sadece sınırlarımızda insan oluverdik. Daha sonra içimizdeki kapitali ortaya çıkardık ve medeniyet, din, ulus gibi alanları daha da daraltıp kendimizle sınırladık. Artık kendimizden başka her şey yabancı olmuştu. dmy.info/Yabancılasma-nedir
İçinde bulunduğumuz zaman insanın kendisine yabancılaştığı bir bencillik çağıdır. Bir insan bizimle iletişim kurmaya çalıştığında korkuyoruz. Bizimle aynı bütünün parçası olan bir ortağımızdan korkmak gariptir. Ancak zamanımızda korkmamak daha gariptir. Şu an yabancıdan korkmakta hakkımız var. Hoş bir durum değil, kimse istemez, ancak korku düzeninde bununla yaşamaktayız. Yabancılarla konuşmalı mıyız? sorusunun kesin bir yanıtı yok. Düzen insanı kendisiyle sınırlamıştır. Mesela sömürü düzeninin seri üretimi olan dilencilerle konuşmak bir risktir. Dilenci derken yalnızca yardım isteyenler değil, kötülük peşindeki çıkar dilencilerinden bahsediyorum. Yardım isteyenler ayrı, dilenciler ayrıdır. Belki de gerçekten ihtiyacı yoktur, sebepsiz zenginleşmeye yol açabiliriz. Belki yardım isteyen aslında bir gaspçıdır, ya da yalnızca taciz etmek isteyen bir sapıktır. Bunlar yabancılaşmanın artan oranda sürdüğü toplumda olağandır. dmy.info/Bencillik-nedir
Benim gibi yürümeyi seven insanlar her gün birçok dilenciyle muhatap oluyordur. Her seferinde garip bir boşluğa düşersiniz. Karşıdaki insan güya yardım istemektedir. İnsan olmamız onunla iletişim kurmayı zorunlu hale getirmektedir. Bu yüzden ilk zamanlardan beri dilencilere karşılık vermişizdir ki halen popüler olmuşlardır. İletişim olanağını suiistimal etmediklerini bilemeyiz. Dilenci olmayı seçmeleri, kötü bir niyet gütseler de onların suçu olmayabilir. Sistem bencil olanı ödüllendirdikçe topluma aykırı hatalar ortaya çıkacaktır. Peki sadece bencillik değil, sadizm söz konusu ise? Yani kendi iyiliğini düşünmekten ziyade, başkalarına acı vermekten hoşlananlar var ise? İşte iletişim olanağımız burada tersine dönüyor. İnsan olmak zararlı hale geliyor.
Yabancı her zaman için tehlike olabilmiştir, ancak günümüzde yalnızca tehlike haline gelmektedir. Toplumsal bir çöküş yaşadığımızı düşünelim. Herhangi bir kriz durumunda hayal ettiğimiz ilk şey kaos ortamıdır. Herkes yabancılardan bir şeyler koparma peşindedir. Cinayet ve yağma yabancılara yönelik doğal bir tutum haline gelmiştir. Düşman dediğimiz şey de tam olarak budur. Kendimizden görmediğimizdir. Herhangi bir insan düşman olma potansiyeline sahiptir. Çünkü bencil yaşam herkesi yabancılaştırmıştır. Kriz anlarında yabancı yağmalanabilir ve öldürülmesi mükafatlandırılır. Düşmanın ölümünden duyulan zevk biz de içinde bulunduğumuz bencil topluma yem olana kadar sürecektir. dmy.info/Zombi-nedir
Artık hepimiz birileri için yabancıyız. İşin kötüsü şimdiden dünyanın bazı kısımları için düşmanız. Daha da kötüsü kendimizle savaşmaktayız. “Öteki”nin sömürülmesi diye bir şey oldukça tehlike altındayız. Böyle bir düzende en yakınlarımız bile güvenilmez hale gelir. İnsanın bittiği an ise kendisini yabancı görmeye başladığı andır. Bundan sonra kendisine düşman olması ve onu öldürmesi sıradadır. Başka kültürler, başka inançlar yabancılaşmıştır. Şimdi de insanın kendine yabancı kalması gündemdedir. İnsanın düşünmesi, farklı olması, hayal kurması düşmanlık olacaktır. Bencilliği, bir kesimin yüceliğini, ayrıcalığı teşvik ettikçe toplumun geneli ihmal edilecektir. Şunu kesinlikle söyleyebiliriz ki: yabancının olduğu bir yerde insanın kendisini öldürmesi an meselesidir.