Yaratıcı yıkım nedir?
Yaratıcı yıkım(Almanca schöpferische zerstörung), 1950’lerde türetilmiş bir ekonomi terimidir. Amerikalı ekonomist Joseph Schumpeter tarafından Karl Marks’tan alıntılanmıştır. Marks terimi ekonomik yenilik ve iş döngüsünü betimlemek için kullanmıştır. Günümüzde yeni bir düzen için mevcut olanı yok etme anlamında kullanılmaktadır.
Shcumpeter’e göre yaratıcı yıkım ekonomik yapıyı içeriden deviren endüstriyel başkalaşımdır. İşlem aralıksız olarak devam eder ve eski yapı yıkılarak yenisi oluşturulur. Yaratıcı yıkım Marksist ekonomi kuramında paranın kapitalizm hükmündeki birikimi ve yok oluşuna delalet eder. Marks tarafından açık olarak ifade edilmeyen bu terim daha sonra Sombart ve Schumpeter gibi yazarlarca gündeme getirilmiştir. Terim onların kullandığı halde de kalmamış, sosyal bilimlerde farklı anlamlara evrilmiştir.
Hinduizm’de ve daha erken dönem filozoflarında benzer kavramların bulunduğu bilinmektedir. Mesela Nietzsche Dionysus adlı mitolojik tanrının yaratıcı ve yıkıcı olmasına atıf yapmıştır. Yaratma ve yıkma eylemlerinin evrensel prensiplerini tartışmıştır. Her yaratıcı eylemin yıkıcı sonuçları olacağını ifade etmiştir. Schopenhauer ve Hegel’de de farklı açıdan yaklaşımlar görülmektedir. Genellikle yeni bir düzenin oluşması için mevcut olanın yok edilmesi anlamında kullanılmıştır. Kapitalist düzenin temel motifi olduğu söylenmiş, sürekli tüketim için belli döngüler şeklinde yaratıcı yıkım yapıldığı düşünülmüştür.
Yaratıcı Yıkımdan Çekinmek
Terim günümüzde de farklı anlamlarda kullanılmaktadır. Örneğin; Daron Acemoğlu Why Nations Fail adlı kitabında Osmanlı’nın mutlakıyetçi yapısını tahlil ederek yaratıcı yıkımdan kaçınmak için iktidarı daha da kuvvetlendirdiklerini ifade eder. Acemoğlu Osmanlı’nın kapitalist düzene ve endüstriyel yapıya uyum sağlamak için uğraşmadığını söylemektedir. Böylesi bir serbest pazar yeni düzenlere yol açabilir ve eski olanı(mutlak iktidarı) değiştirmeye teşebbüs edebilir. Yaratıcılığın iktidar üzerindeki yıkıcı etkisinden kaçınılmaktadır.
Batılılar Osmanlı’nın yaratıcı yıkım endişesi taşıdığını söylemektedir. Avrupa’da da böyle bir kaygı vardır. Herkes iktidarını kuvvetlendirmek ister. Ancak Avrupa’da imkân yoktur. Osmanlı’da iktidarın tek ve mutlak hâkimi olan padişahtır. Avrupa’da mutlak bir iktidardan ziyade iktidarın aşırı parçalanmışlığından söz edilebilir. Dolayısıyla yaratıcı yıkımı engelleyecek kudret de yoktur. Avrupa bu sayede eskiyi yıkmış ve yeniyi bina edebilmiştir. Osmanlı ve Çin gibi güçlü iktidarlar ise yaratıcı yıkımdan nasiplerini alamamışlardır. Bir anlamda başarılı olarak kaybetmiş sayılabilirler. Ancak bu başarı bir ikilem doğurmaktadır. Devletin başarısı insanlığın kaybı olabilmektedir. <dmy.info/neden-geri-kaldik>
Her şey değişir. Değişmek aslında eskisinin yıkımı anlamına da gelir. Bir yaratıcılık varsa bu eskinin yıkılmasıyla ortaya çıkar. Osmanlı uzak coğrafyaları kontrol altında tutabilmek için yaratıcılığı teşvik etmekten çekinmiştir. Engellemiştir denilemez, ancak endüstrinin dahi 20. Yüzyıla kadar teşvik edilmemesinin iktidar kaygısıyla bağlantılı olduğu söylenebilir. Yalnız iktidar yalnızca egemenliğin toplanması anlamında anlaşılmamalıdır. Devlet vatandaşların kargaşaya düşmemesini, henüz sömürgeleşmemiş coğrafyanın bölünerek kapitalistlerin eline düşmemesini de amaçlamaktadır. Zorunlu olarak ülkenin kendisini yıkması engellenmiştir denilebilir.
Yaratıcı yıkım sözcüğünün yapısından yıkımın vurgulandığını anlamaktayız. Burada önemli husus mevcut yapının yıkılmasıdır. Yaratma için alan gerekmektedir. Çoğu zaman yıkımlar bir amaç uğrunadır. Değişimin farklı bir görünümünü tahayyül ediyoruz. Değişimin de bir yaratıcı yıkım olduğu söylenebilir. Bir şeyin şekil değiştirmesi aslında yok olmak değildir. Herhangi bir yaratım da bir şekilde başka bir şeyin değiştirilmesiyle ortaya çıkar. Bu nedenle yıkım veya yaratım, herhangi biri için ikisinin de söz konusu olduğunu söylemeliyiz. Yıkmadan yaratamazsınız, yaratmadan da yıkmak olmaz.
Kaynakça
- Vikipedi İngilizce, Creative Destruction maddesi, 27.08.2015
- Daron Acemoglu ve James Robinson, Why Nations Fail, 2012
Ayrıca Bakınız
- Ertuğrul Kızılkaya, Nietzsche’nin Schumpeter üzerindeki etkisi
- Müslüm Basılgan, Ekonomik Gelişmenin Yaratıcı Yıkımı
- dmy.info/kalkinma-nedir
- dmy.info/kuresellesme-nedir