Yeni Osmanlı Nedir
Yeni Osmanlı denilince akla hemen günümüzdeki büyüme politikaları gelmektedir. Ne var ki Yeni Osmanlı “eski” Osmanlı’nın içindeki muhalif bir modernleşme örgütüdür. Yeni Osmanlı XIX. yüzyılın ortalarında kurulan gizli bir dernektir. Genç Osmanlılar, Jön Türkler ya da Genç Türkler adıyla da anılan, akıl ve tasarrufa önem veren genç aydınlar tarafından kurulmuştur. Mutlakıyet yerine meşrutiyet getirmeyi amaçlayan dernek 245 üyeye kadar ulaşmıştır. Harp Okulu komutanı Süleyman Paşa, Zaptiye bakan yardımcısı Mustafa Asım Paşa, İstanbul Karakolları komutanı Ömer Naili Paşa gibi kamu görevlileri de üyelerden bazılarıdır. 1867’de hükümet aleyhindeki planları nedeniyle bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı da yurtdışına kaçmıştır. Yurtdışına kaçanlar arasında Mustafa Fazıl Paşa, Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi de vardır.[1]
Derneğin temel amaçları arasında, Osmanlı ümmetinin hukuken eşitliği, Osmanlı ümmetinin hukuk ve özgürlüklerinin güvence altına alınması, Osmanlı ümmetinin zulümden kurtarılıp evrensel insani adalete kavuşturulması, Osmanlı ümmetinin yurt sevgisi ile birleştirilmesi, mutlakıyet yönetiminin meşrutiyet ile değiştirilmesi, şiddet araçları ve fitne kullanılmadan propaganda ve ikna yöntemiyle çalışılması vardır.[2] Yeni Osmanlılar’ın hepsi ülkesi için çabalayan aydınlardı. Bazen devletin menfaatine davranmıyor görünseler de yapmaya çalıştıkları şey toplumun refaha kavuşturulmasıydı. Osmanlı’nın daha iyi yaşaması için Osmanlı’yı eleştirmişlerdir.
Yeni Osmanlı Talepleri
Mustafa Fazıl Paşa’nın Paris’teyken Abdülaziz’e yazdığı mektup Yeni Osmanlılar’ın kuruluş belgesi sayılır. Avrupa’da çeşitli gazetelerde yayımlanan, Türkiye’de de kitapçıklar halinde çoğaltılan mektupta ciddi itirazlar ve talepler dile getirilmektedir. Yeni dünya düzeni, hukuki yapıdaki eksiklikler, padişah ve maiyetindekiler gibi birçok konuda manifesto niteliğinde kanaatler göze çarpar.[3] Padişahtan hukuka dayalı bir düzen, serbestane bir nizam talep edilmektedir. Hatta laiklik de vurgulanmaktadır. Fazıl Paşa şöyle der: “Zat-ı şahaneniz benden daha ranâ biliyorsunuz ki din ve medeniyet ruha hükmeder ve bize ni’am-ı uhreviyyeva’ad eder. Şu kadar ki milletlerin hukukunu tahdidve ta’yin eden din ü mezheb değildir ve din hakayık-ı ezeliyemakamında durup kalmazsa yani umur-ı dünyeviyeyedahi müdahale ederse cümleyi itlaf eder ve kendisi dahi telef olur.” [4] Burada görüldüğü üzere, dinin ruha hükmettiğini ve dünyevi işlere müdahale ederse yok olacağını söyleyecek kadar ileri gider. Bu mektup Türkiye’de laik bir yönetime dair ilk teklif sayılır.[5] Hemen söylemek gerekir, Yeni Osmanlılar’da çoğunluk Fazıl Paşa’nın aksine, şeriatın doğru uygulanması talebindedir.
Yeni Osmanlılar’ın genelinde batıdaki müesseselerin Osmanlı’ya iktibas edilmesi temayülünü görmekteyiz. Aydınlar batıdaki gelişmeleri fark ederek kendi ülkelerinde de görmeyi istemiş ve batılı düşünürlere de özenmişlerdir. Yayın hayatında da Türk düşüncesine daha uygun olan idealist okullar, pozitivizmin karşısında yer alan, hukuk düşünürleri seçilmiştir. Hikmet ve nizamın yeniden inşası için yeni bir Osmanlı’ya kaynak olabilecek eserler öne çıkarılmıştır.[6]
Tasvîr-i Efkâr, Hürriyet, Muhbir gibi gazeteler Yeni Osmanlı idealistliğinin ve inkılapçılığın bir timsalidir. Ebuzziya Tevfik’in aktardığına göre: Şinasi kendisini saraya davet eden padişaha hasta olduğu mazeretini bildirmiştir. Tasvîr-i Efkâr gazetesini okuyan sadrazam, padişaha da göstermiş, padişah da yardım olsun diye Şinasi’ye beş yüz altın armağan etmiştir. Şinasi parayı kabul etmeyerek: “Benim bu kadar büyük parayla görülecek işim yoktur. Bundan dolayı onu kabul edemeyeceğim.” demiştir.[7] Şinasi’nin şahsında, daha sonra göreceğimiz Namık Kemal de dâhil tüm Yeni Osmanlılar’ın vatan için yola çıkmış özgeci kişiler oldukları âşikârdır.
Sonuç
Yeni Osmanlılar 18. yüzyılda başlayan modernleşme ve batılılaşma çabalarının sivil örgütüdür. Üyelerinin çoğu bürokrattır ve farklı görüşlere sahiptirler, ancak hepsi batı karşısında toplumun geri kalmasıyla mücadele etmektedir. Geri kalışın sorumlusu olarak cehaleti görmüşler ve halkı aydınlatmaya çalışmışlardır. Devletin devleti kurtarma projesi olarak batılılaşmaya gitmesi yerine toplumu kalkındırmayı ve bunun için de insanları eğitime sevk etmeyi amaç edinmişlerdir. Askeri veya tüketim ürünleri olarak batılılaşmanın bir işe yaramayacağını fark ederek hak, hürriyet, adalet gibi konulara öncelik verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir. Cumhuriyetin sahip olacağı değerleri ok dokuzuncu yüzyılda tartışmaya açmış ve düşünce hayatının en önemli şartı olan eleştiriyi Osmanlı’da dile getirmişlerdir.
İleri Okuma
- Hilmi Ziya Ülken, Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi
- Ebuziyya Tevfik, Yeni Osmanlılar
- Kemal Karpat, İslam’ın Siyasallaşması
- Şerif Mardin, Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu& Türk Modernleşmesi
Ayrıca Bakınız
- Dmy.info/Ziya-Gokalp-Kimdir
- Dmy.info/Osmanlida-Felsefe
- Dmy.info/Osmanlida-fikir-akimlari
- Dmy.info/Neden-Geri-Kaldik
Kaynakça
- D.Murat Yücel- Vattel’in Hukuk-ı Nas Eserinde Doğal Hukuk, İstanbul Üniversitesi, 2015
- [1] İbrahim Agah Çubukçu, Türk Düşünce Tarihinde Felsefe Hareketleri, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yay., 1986, s. 32.
- [2] İbrahim Agah Çubukçu, a.g.e., s. 33.
- [3] Mehmet Kaya Bilgegil, Yakın Çağ Türk Kültür ve Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar I : Yeni Osmanlılar, Ankara : Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1976, C.1, s. 30-31.
- [4] Mehmet Kaya Bilgegil a.g.e., s. 36.
- [5] Taner Aslan, Osmanlı Aydınlarının Gözüyle Batılılaşma, Erdem İnsan ve Toplum Bilimleri Dergisi, S. 55, 2009, ss.1-32, s. 5.
- [6] Cahid Şenel, Hikmet ve Nizam’ın yeniden İnşası- Yeni Osmanlı Neşriyatına Giriş, Kutadgubilig Felsefe-Bilim Araştırmaları Dergisi, S. 27, Mart 2015, ss.175-186, s. 184.
- [7] Ebuzziya Tevfik, Yeni Osmanlılar Tarihi, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1973. s. 224.