Biyografi Nedir

Bbiyografi-dmy-info2iyografi, kişi hayatının detaylı açıklamasıdır. Türkçe karşılığı: yaşam öyküsüdür. İnsan hayatını sergileyen, şahsı yazıda yansıtmaya çalışan bir yazın türüdür. Eğitim, iş, sosyal hayat gibi bilgilerin verildiği CV. ve profil gibi açıklamalardan farkı: başkası tarafından yazılması ve bilgi vermekle kalmayıp kişinin hayat deneyimlerini okuyucuya aktarmaya çalışmasıdır. Genellikle kurgu içermez, nesnel bilgilere ve gerçeklere dayanır. Ancak biyografik roman adında, kurgu içeren türü de mevcuttur. Biyografisi yazılan kişinin dışarıdan görünümü yanında iç dünyası da aktarılır. Biyografi sözcüğü 19. yüzyılda dilimize geçmiştir. Köken olarak Fransızca biographie ~ [Yunanca bios (hayat) ve graphein (yazmak) ]’den gelir. Osmanlıcası: Tercüme-i Hal;  Latincesi vita; Almancası biografie; İngilizcesi biography’dir. Biyografiler yazarından farklı kimselerce yazılır. Kendi yaşamını aktaran yapıtlara oto-biyografi denir. Kişinin kendi yaşam öyküsünü anlattığı türdür. Bunun da Türkçesi: öz yaşam öyküsüdür.

Biyografi terimi 18. yüzyılın sonunda ortaya çıkmıştır. Ancak tarih boyunca ünlü kişilerin hayatları yazı ürünü olarak verilmiştir. M.Ö. 4. yüzyılda yazılan antik Yunan filozoflarının biyografileri bugünkü anlama yakın en eski tarihli biyografilerdir.  Romalı yazar Plutarch 1. yüzyılda “Paralel-Yaşamlar” adlı eseriyle ilk ünlü biyografi eserini verir. Plutarch bu eserinde Ünlü bir Romalıyı ünlü bir Yunanlıyla karşılaştırarak ele almıştır. Bu kişilerin tarihe etkilerini sergilemek istemiştir.. Sueton’un Roma imparatorlarını, Diogenes Laertus ‘un filozofları, Cornelius Nepos ‘un ünlüleri anlattığı eserler de biyografinin ilk örneklerinden sayılabilir. Tek bir kişinin anlatıldığı ilk edebi biyografi Tacitus’ un “Agricola” adlı Romalı generali anlattığı eserdir.(1.yy)

Aziz Augustine’in İtiraflar adlı eseri batı tarzında ilk otobiyografidir.(4.yy) (Bak. dmy.info/augustinusun-itiraflari-ve-hafiza/) 8. yüzyılda İslam dünyasındaki ünlü kişilerin anlatıldığı “Büyük Sınıflar(Kitab-ül Tabakat)” İslam kültüründe bir ilktir. Orta çağda din büyüklerinin biyografileri dikkat çeker.  Rönesansla birlikte bireysellik yeniden ön plana çıkar. K.Van Mander ‘in “ Het Schilderboeck ”, Boccaccio’ nun “ Vita di Dante ” (Dante Biyografisi,1373) ve Machiavelli ‘nin “Castruccio Castraconi ” biyografileri önemlidir. Türk tarihinin ilk oto- biyografisi de Bābur (1483–1530) tarafından 15. yüzyılın başında yazılmıştır. Oto biyografi terimini ilk kullanan ve eser veren yazar Robert Southey’dir.(1809)

Bugünkü anlamda biyografi türü 18. yüzyıl sonunda oluşmaya başlar. J. Boswell’ in “Life of Dr Samuel Johnson ”, Voltaire’ in “ Histoire de Charles XII .” ve W. Emerson’ un “Thoreau Biography” eserleri çağdaş biyografi standartlarını belirler. Bugün, eş zamanlı ya da art zamanlı birçok biyografi yazılıyor. Oto biyografiler de pek revaçta. Biyografisi, oto biyografisi olmayan ünlü yok gibi. IMDB film listelerine baktığınızda da biyografik filmlerin daha fazla puan aldığını görebiliriz. Kurgu eserler alternatif bir gerçeklik sunuyor. Ancak biyografik ögelerle sunulmuş bir kurgu, ya da inanılmaz bir hayatın sergilenmesi en revaçta olan türdür. Nihayetinde insan öğrenmek, örnek almak, kendine yönelik çıkarımda bulunmak istiyor. Yazar açısından da bakış açısı daha katmak mümkündür. Belki de her yazarın yazdığında biyografik ögeler vardır. Aslında yazar kendini yazıyor olabilir mi? Kurgu bile olsa insanın üslubu, dili, düşünceleri yazdıklarına aktarılıyordur. Yazarın hayalleri, düşünceleri, tutum ve davranışları en kurgusal eserlerde dahi yansımaktadır. Ben bir eseri okurken biyografik okuma yapmayı ihmal etmem. Bu okuma tarzı yazarın hayatını göz önünde bulundurarak yapılır. Yazarı tanıyorsanız, okuduğunuz metnin tanıdık geldiğini göreceksiniz.

wittgenstein biyografiEn bilimsel eserden, en fantastik kurguya kadar örnekler verilebilir. Yanda resmi olan kitap Ray Monk’un Wittgenstein hakkında hazırladığı biyografidir. Wittgenstein dil ve mantık yapıları hakkında bir eser yayımlamış ve ömrü boyunca felsefe yapmaya çalışmış bir filozoftur. Felsefesi ilginçtir, çünkü hayatı ilginçtir. Çok büyük bir mirası reddetmiş, gönüllü olarak savaşlara katılmış, kutup soğuklarında yaşamaya çalışmış, Rusya’da basit işçi olmak istemiş ama kabul edilmemiş… kısacası farklı bir kişilik. Felsefesi de öyledir. Felsefenin aradığı cevapların kesin olarak söylenemeyeceğini ve fizik ötesi konuşmaların suyu bulandırmaktan başka bir işe yaramadığını söylemiştir. Yazdıklarıyla değil, yaşadıklarıyla filozof olmuştur. Hiçbir iktidara ya da bağa kanmamış, hayatı deneyimlemeye çalışmıştır. Kanser olunca tedavi olmaktan kaçınmış, hayattan tatmin olduğunu söyleyerek ölmüştür. Felsefesini anlamak için, yaşamını okumak yardımcı olabilir. Sokrates gibi felsefeyi yaşamıştır diyebiliriz. Bak: dmy.info/ludwig-wittgenstein-ve-tractatus/

Edebiyattan biyografik okuma örnekleri vermek gerekirse: En fantastik kurgulardan Yüzüklerin Efendisi Dizisi ve onun Orta  Dünyası bahsedilebilir. Yazar J.R.R. Tolkien 1. Dünya Savaşı’nda savaşmış İngiliz yazardır. Güç yüzüğü iktidarı sembolize eder. Onun çirkinleştirici yüzünü savaşlarda görmüştür. Öykünün ana karakterleri Batı Avrupa kültürünü temsil ederken, karanlık tarafı da bizim ittifak devletlerinden esinlenmiştir. Tolkien mitoloji ve dilbilimi bilgisini de romanlarında belli etmiştir. Yeni diller türetmiş, mitlere çokça gönderme yapmıştır. Hepsi hayatından iz taşır. Yazılanlar kurgu bile olsa yazarın hayal dünyasıdır. Onun yaşantılarıyla şekillenen imgelerden oluşur. Yazarın bireysel yaşamı, yazılanların kaynağıdır. Tüm yazarlarda bunu görebiliriz.

Biyografilerin yazarı anlamaya faydası vardır. Bunun yanında yaşam öyküleri kendi başına birer eserdir. Kişilerin yaşamını size kazandırmaya yarar. Bir insan bir hayat yaşar. Yazı sayesinde başka hayatları da kendine katar. Filozoflar hakkında bazı önemli biyografileri şuradan görebilirsiniz.

Leave a Reply