Kategori: Öykü
Ben ne bileyim dağın başı dumanlı mı dertli mi, karlı mı buzlu mu; ben gördüğüme bakarım. Dağ yüksektir, büyüktür, bana göre. Bir zamanlar değildi. Bana göre de, diğerlerine göre …
Ölmek neyse de yalnız ölmek olmasaydı. Artık bir yabancı olduğum vatanımda bir yabancı haline geldiğim şu varlığımı terk ediyorum. Konuşmakta zorlanıyorum, şarj bitene kadar direneceğim. Az önce bir makine …
Burası güneşin doğduğu yerdir, ben de güneşçiyim. Güneşçi de olur mu demeyin. Bu dünyada güneşi bekleyenler var, hala. Güneşin doğduğu yerde gölgeler var. Güneşin doğduğu yerde karanlık var, battığı …
Bir varmış bir yokmuş. Uzak galaksilerden birinde bir sistemin mütevazı gezegenlerinden biri her zamanki gibi yıldızının etrafında dönmeye gayret ediyormuş. Ama gezegenin içindekiler sıkılmışlar. Rekabet olsun, meydan okumalar yaşansın …
Evvel zaman içinde bir çoban yaşarmış. Çobanın hayatı keçilere bakmaktan ibaretmiş. Keçi besler, keçilerle oynar, keçilerle yaşamını sürdürürmüş. Dağlarda, tepelerde, uçurumlarda keçilerle gezip dururmuş. Hayatından memnunmuş, ama bazen de …
İnsanlar bir an önce evlerine varmanın telaşındaydı, vardıkça daha da uzaklaştılar. Ev sadece bir duraktı, yol ise asıl amaç haline gelmişti. İnsanlık yolunu seçmişti. Durmak, dinlenmek yok, ebedi meşguliyet …
Küçük kız evin içinde ağlayarak koşuyor, ailesine sitem dolu ifadelerle haykırıyordu. İstemediği bir şey olmuş veya istediği bir şey olmamış gibiydi. Evin önündeki koca ağaç ise bununla hiç ilgili …
Gölgesinden başka zararı yoktu, ama öldürdüler ağacı. Hiç düşünmeden kıydılar ki düşünsen hiç akıl işi değildi. Vazgeçmemek için cinayetten şüphe etmemeliydi. Göz görmeyince gönül katlanırmış, vebalini görememişlerdi, kimse de …
Orta halli bir yıldızın etrafında dönen mahzun gezegen “bu mu yani hayat” dedi. Yıldızın çekim alanında dönmek tamam da, milyar yıldır tekrar etmesi bayağı gelmişti. Hayatı üzerinde denetime sahip …
Gökdelen caiz mi, nereden bilecekti Babil Kulesi’nin müteahhitleri? Semaya uzanan eller neden helak edildi? Belki de sorulması gereken bu değil. Söylenceler bugüne kadar nasıl geldi? İnsanlık bu güne kadar …
“Neden güzel değilim” diye soruyor, ancak yanıtlayamıyordu. İşler onu bekliyordu. Hayat mesela, zorlu bir işti. Yaşamak lazımdı. Hele ki büyük şehir hayatıyla baş etmek epey zordu. Büyük insanlar vardı, …
Birden ayaklanınca ne oldu diye sordular. Öğretmen cevap vermek için acele etmedi. Sanki zaman varmış gibiydi. Biraz bekledikten sonra “hiçbir şey olmadı, işte sorun bu!” dedi. Sonra da hiçbir şey …
Hem susuyordu, hem de susuyordu. Deve üstünde çöller aşmak böyle bir işti. Su yok, gevezelikle kaybedecek vakit de yok. Uzun bir seyahat onları bekliyordu. Oradan oraya göçmek Bedevilerin yaşam biçimiydi. …
Önlerini görmüyorlardı, ama bu balıklar için sorun değildi. Birileri görüyordu her halde. Sürü halinde gezdikleri için bireysel görüşler önemli değildi. Hayatlarını sürüye borçluydular. Tek olanı, tek olanın görüşünü değil bütünü düşünmek …
Karadeniz’in soğuk sularında ekip halinde yüzüyorlardı. Gerçek bir ekiptiler. On binlercesi bir arada geziyor, anlık tepkiler verebiliyorlardı. Tehlike anında tek vücut gibi hareket edebiliyor, düşmanı şaşırtıyorlardı. Düşmana karşı başarısız …
Tek başına madenci olunur mu? Bu soruyu on binlerce yıl önce mecburen yanıtlamıştım. Olunmuyormuş. Madencilik tek başına yapacak iş değilmiş. Madeni ve hemen ardından da madenciliği keşfettiğimde anlamıştım. Madencilik …
Malumunuz, Sokrates siyasi nedenlerle, haksız yere idam edilmişti. Bu ceza Dünya’da infaz edilse de, üst yargı makamı tarafından bozulmuş ve Sokrates’in Dünya’ya geri yollanması söz konusu olmuştur. İster inanın ister …
Ben biriyim. İnsanın biri. Belki kadınım, belki erkek, ama insanım. Adıma Adem diyelim. Elim yüzüm düzgün, öyle derler. Yaşımı sorarsanız, idare eder. Yaşadığım yer de güzel. Güzel bir ülkedenim. …
Rönesansta felsefe algısını biyografik bir öyküyle betimleyeceğiz. Cusa şehrinde doğan psikopos Nikola’ nin hayatı buna vesile olacaktir. Kusa’ da doğmuştu, Almanya’ ya yakın. Kusalı Nikola diye bilinirdi. Şu an …
Orhun Abideleri ‘nin Yazılışı 732 yılında orta Asya’nın ortasında bir kervan ilerliyordu. Son zamanlarda geçen kervanlara göre küçük ve ilginç bir gruptu. Hepsi gürbüz bozkır atlarının üstünde tırıs gidiyorlardı. …
Sokrates’in Ölümü (Milattan önce 399) Sokrates, milattan önce 469’da bir taş isçisinin oğlu olarak dünyaya geldi. Kendisi de taş işçisi oldu. Babasından öğrendiği sırları uyguluyor, Atina yakınlarındaki taş ocaklarında …