Ağrı Kesici- İntihar hakkında bir senaryo

Gerçekten ciddi bir felsefi sorun var, o da intihar. Hayatın yaşamaya değer olup olmadığına karar vermek, felsefenin temel sorusuna cevap vermekle aynı anlama gelir.Albert Camus, The Myth Of Sisyphus (1942).

Bu, hayal edilebilecek en korkunç şey. Zira, herhangi bir zamanda, kendi yaşamı üzerinde efendi olacak kadar ileri giden biri, aynı zamanda başka birinin yaşamı üzerinde de efendidir; Onun için kapı her suça açıktır ve yakalanmadan önce kendini dünyanın dışına atmaya hazırdır.Immanuel Kant, Lectures on Ethics, çev. Peter Heath, Cambridge University Press, 1997, Kısım II.

Karakterler

Mehmet: Orta yaşlarda depresif bir yazar. Hiç satmayan ütopik eserleri var. Saçları erken yaşta dökülmüş. Yalnız kurt, hayattan keyif almıyor, hatta hayatı keyif illüzyonuna kapılmayanlar için bir cehennem olarak görüyor.

Cem: Mehmet’in ev arkadaşı. Orta yaşlarda, üniversiteden beri arkadaşlar. Öğretmenlik yapıyor. Evliliği saçma görüyor ama sosyal hayatta aktif. Mehmet’i sosyalleştirme çabaları başarısız olmuş. Şimdi gece geç saatte içkili bir şekilde eve geliyor.

1 EV, İç, GECE

Mehmet gece yarısı oturma odasında çok miktarda ilaç kutusuyla oturmaktadır. Duvarlara bakar, gözlerini kapatır. İlaçları alır, kendini öldürecek şeyin bu olup olmadığını sorgular gibi bakar.

CEM dış kapıdan giriş yapar, ses gelince Mehmet oturuşunu bozmadan ama panikle:

MEHMET

Ne oldu bir şey mi unuttun?

CEM

Kapının orada

Yok, kızların keyfi yoktu, ben de gidere gider dedim, yol verdim.

MEHMET

Çaresizlik içinde, ilaçları toplamaya çalışır gibi.

Beklemiyordum.

CEM

Neyi beklemiyordun? Ev arkadaşını…..

Mehmet’in garip durumunu görmüş, sakladığı şeylere göz ucuyla bakmaktadır.

Mehmet

Ne bileyim.

Cem

Hayırdır, hasta mısın?

Mehmet

Cevapsız kalır, suç üzerinde yakalanmış gibi.

Hangimiz değiliz ki?

Cem

Yıllarca sohbetini ettikleri bu durumu başta görmezden gelerek yok edeceğini sanır.

O kadar ilaç ve bu geç saat… hastalık hastalığının alameti yalnız. Ya da yine bir şaka, daha önce yaptığın gibi.

Mehmet

Kurtulmak varken neden acı çekmek?

Cem

(Hemen yanına oturarak) Neden kurtulmak, kendinden mi?

Mehmet

Hastalık kendim mi oluyor?

Cem

Senden başka sen tanımıyorum.

Mehmet

Bir süre sessizlik olur. O eski güzel hararetli tartışmalarından birini mi yaşıyorlar yoksa?

Beni tanımıyorsun, sen hayatta güzel yanlar bulan birisin. Ben bulamıyorum. Beni durduracak bir şey yok.

Cem

Ben varım işte. Ben üzülmeyecek miyim?

Mehmet

Sen kurtulduğuma sevinmelisin dostum. Sonunda cesaret bulduğuma, sonunda yaptığıma.

Cem

Geçen konuşmamızda duyguların boş yere olmadığını konuşmuştuk hatırlıyor musun? Buna asla sevinemem. Ömür boyu da üzülürüm. Beni hiç düşünmüyor musun, ya biraz geç gelseydim?

Mehmet

Sürprizi bozdun. Ben sessizce gitmek istemiştim.

Cem

Sessizlik bazen en derin yaraları açar, ne olursa olsun haykırmanı tercih ederim bu durumda. Şu haline bak, halin haykırıyor. Bunun için mi tartıştık biz yıllarca? Uykusuz kaldık, ağladık insanlara. Güldük insanlara…

Mehmet

Özür dilerim, seni üzmek değil maksadım. Ben sadece gidersem iyi olur, zaman geldi diye düşündüm. Ağrılarım arttı. Artık her şey katlanılmaz oldu. Her şey ağrıyor, bedenim değil, her şey…

Cem

Gitmek bu değil, bu “yok etmek.” Ayağın ağrıyınca ayağını yok mu ediyorsun. Hem ağrı olmasa yaşayamayız, bizi yaşatan ağrılarımız. Kesmek değil dinlemek gerekiyor da, sen bakma insanlara.

Mehmet

Dostum tamam, duygusallaşmayalım. Kötü bir alemden el çekmek diyelim. Kaç kere konuştuk, abartma lütfen. Bu dünyada yaşamak bunların ekmeğine yağ sürmek değil mi?

CEM

Ama bunlar dediğin de insanlar, biz de insanız, biz de bunun parçasıyız. Kendinden şikayet ediyorsun.

MEHMET

Kendimden şikayet ediyor ve gidiyorum, daha ne?

CEM

Edemezsin, sorumlusun. Gidemezsin, kaçamazsın. Şikayet ettiğin şeyden bile betersin.

MEHMET

Sen kimsin? Yukarıdan bakıp her şeyi görme tavrı nereden çıktı? Ben oynamıyorum kardeşim. Herkesin böyle bir hakkı yok mu?

CEM

Dostum bu bütün dinlerde günah, bu her yerde yasak, hiç olmamış. Bu bir icat… Acele etme, gel bekle. Hem demedik mi senin zamanın yaşlılıkta, bilgelikte. Çok mutlu olacaksın. Kitaplarındaki ütopyaları kendin kuracaksın. Belki zamanı değil, şimdi değil. Az bekle, hele bir devir değişsin.

MEHMET

Bizi sömürmek için kurdukları mutluluk masalına mı inanacağım yani?

CEM

Yok be dostum, mutlu mutlu, musmutlu. Bir şeylerin parçası olmayı tadacaksın. Belki yeni bir dünya kurulacak, orada karanlıkta oturmayacaksın. Nereden biliyorsun geleceği? Bebeklikten çocukluğa, çocukluktan gençliğe nasıl değişti hayat! Kim bilir senaryonun geri kalanında ne var. Filmin ortasında çıkmak nasıl bir enayilik!

MEHMET

Sen nereden biliyorsun? Sen ne içtin ya? Böyle vaatler vermenin sorumluluğunu göze alamazsın.

CEM

Veriyorum ulan, vadediyorum işte. Sen de bilmiyorsun. Arkadaşını kaybetmek ne demek bilir misin sen? Hem bu haltı yiyen adama ne denir ki?

MEHMET

Güle güle…

CEM

Aptallığa hoş geldin.

MEHMET

Ben gittikten sonra aptallık falan umurumda değil…(Karşı atağa geçerek) Hem hüsranla döndün bak, gece alemlerindeki amacın neydi ki bir iki fındık kırmak ve fındığın içi boş…

CEM

Sadece susar.

MEHMET

Hüsrandan başka ne var ki hayatta? O kadar boş, o kadar yalnızız ki boşluğun ve yalnızlığın ifadesi zamanla yüzümüze yansıyor. Bomboş, zavallı hayat yaşlıların suratlarında kendini açığa vuruyor. Kimse de demiyor ki nereye gidiyoruz, ne bu? Herkes kendi küçük illüzyonlarına kapılmış, al işte sen…

CEM

[Alışılmadık bu geceyi durup bir anlamlandırmaya çalışıyordur]

Bir yerde intihara meyilli kişilere bizden olduklarını hissettirmek gerektiğini okumuştum. İnsan yalnız hissedince böyle yapıyormuş. Bir de hayatın gelişme gösterdiğini çağrıştırmalıymış. Sen yalnız da değilsin, üstelik iyiye gidiyor hayat biliyorsun. İyiye gitmiyor mu? Artık gençliğin cehaleti ve arzuları yok üzerimizde. Bizim hayatımız yeni başlıyor, entelektüel hayat, hayatın başında bitirmek ne ahmaklık ama!

MEHMET

İyiye gidiyorsa da iyilikten sonra yok oluşa gidiyor. Yahu sonunda zaten ölmüyor muyuz, ha şimdi ha sonra. Ha şimdi ha sonra ulan! Ben kestirmeden gitmeyi seviyorum. Var mı?

CEM

Kestiren yolun keyfini kaçırır ama.

MEHMET

Ben o yoldan çok geçtim.

CEM

Yolun kestirmesi yoksa ve bir boşluğa atlıyorsan?

MEHMET

Atlamak isteyene engel olunmamalı. Hem neden istediğimiz zaman atlamayalım?

CEM

Her istemediğin etkinlikte çarpıya basarak çıkabiliyor musun?

MEHMET

Bundan çıkıyorum.

Cem

O zaman beraber yapalım. Madem iyi bir şey.

Mehmet

Çekinir ve içine kapanır

Sen yapamazsın.

Cem

Benim ailem var diye düşünüyorsan senin de ailen benim. Ben de gidiyorum. Madem iyi bir şey hadi bakalım.

Mehmet

Sen yapamazsın.

Cem

Ben de gidiyorum anasını satayım. Zalimlerin dünyası, kandırmaların dünyası burası. Hem Güneş’e çarpmayacak mı en sonunda?

Mehmet

Yo, yo hayır.

Cem

Bak işte, ne düşündüğümü anla.

Mehmet

Yapma…

Cem

Mehmet’in elindeki ilaç kutularını alır. O da içecekmiş gibi açar. Bir kutu boştur. Diğerlerine de hızlıca bakar. Hepsi boş…

(İçilmiş anlamında değil, belki de boş kutular önündeydi. Şaka ya da deneme yapıyordu… Sonunu seyirci kafasında belirler.)

-SON-

Leave a Reply