evren ve insan

Evrenin Enayisi

evren ve insanEvren neydi acaba? Hatırlayamıyorum. Zamanla unuttuk gitti. Tek başıma değildim, hiçbir zaman da olmadım. Her zaman bir bütünün parçasıydım. Sürü psikolojisi işte, ortama uyum sağladım. Evren oluyoruz dediler oldum. Zaten bir atom sözü der ki: bir elektronun nesi var, iki elektronun yörüngesi var. Başka bir atom sözüne göre de: damlaya damlaya füzyon olur. Yani, birlik olmak gerekiyor. Ancak bu şekilde var olabiliriz. Atomlarımız söylemiş gerekeni. Bize sadece örnek almak düşüyor. Ayrı- gayrı olursa temelimizin dışına çıkarız.

Gel de anlat şimdi. Evrenin anlamını bile unutmuşken birlik olduğumuzu nasıl anımsatacağız? Olanaksız bir şey tabi. Bak mesela evrenin dünya denen köşesinde sürünüyoruz. Bencillik diz boyu. Bencil olunur da, kararında, tadında olunur. Öyle insanlar var ki, sadece kendini düşünüyor. Ailesini, çevresini bile ihmal ediyor. Yahu sen milyarlarca yıldır bir araya gelen atomların ürünüsün. Onlar da bir sürü parçadan meydana geliyor. Nereye bencillik yapıyorsun? Ama gel de anlat. Bencilliği, tüketimi, iştahı marifet sayanlar var. Bir de utanmadan insana eşref-i mahlukat diyorlar. Bence insan şerefli falan değildir, hatta evrenin enayisidir.

Hep düşünüyorum. Acaba diğer her şey hayata karşı kayıtsız kalıyorken, insan neden sorun ediniyor? Gök taşı diye bir araya gelenlerin hayat hakkında kaygısı yok, ama insan olarak bir araya gelenlerin büyük dertleri var. Anladınız işte. Diğer hiçbir şey zekiyim diye dolanmıyor ortada. Ama insan zekiyim diye atıp tutuyor. Zeka dediği de doğal kaynakları gelişmiş biçimde tüketebilmek. Ne büyük kerizlik ama. Birisi sırf öldürme imkanı var diye öldürüyorsa bu zeka mı olur? İşte öldürerek zeki olabilen bir tür: insan.

İnsanlığın ödevlerine gözlerini kapattığı ve  gelişmişlik diye kudurduğu bu dönemlerde bütünü göz ardı etmesinden bahsedebiliriz. Ama artık çok geç. Yapacak bir şey yok. Geleceğimizi çoktan harcadık. Neyse ki hala evreni, doğayı merak edenler var. Evren nedir diye soranlara iki çift laf etmek gerekir. Bunlara söyleyebileceğim tek şey, evrenin ciddi bir durum olmadığıdır. Evren insanın sandığı kadar ciddi bir şey değildir. Her şey kadar ciddidir. Parçalarından oluşur. İnsana bakın işte evrenin ciddiyetini anlayın. dmy.info/insanligin-sorunlari

tüketim ve insan ve evrenFazla bir şey varsa eksik de vardır. Her şey dengeyi bulur. Hiçbir şey yoktan var olmaz. Her şeyin bir etkisi vardır. Zeki insan olacaksan aptal olmayı da kabul ediyorsun demektir. İnsan da bunu kabullenmiş olacak ki son zamanlarda zekiyim diye dolanmaya başladı. Bu yaptığı pek tabi enayiliktir. Enayi dediğimiz: koşulları değerlendiremeyendir. İnsan doğadaki yerini değerlendirememiş, doğayı yok etmeye başlamıştır. Alışverişi öngörememiş, tükettiğini ödeyeceğini anlayamamıştır. Gül gibi geçinip giderken bindiği dalı kesmiştir.

Keşke bu yola hiç girmeseydik. Ama ne yapalım olanla ölene çare yok. Biz de bilirdik yata yata geçinmeyi. Ama öyle yapmadık işte. Milli servet dedik. Enerji boşa mı gitsin dedik. Odakladık. Ver elini evren. Sonra genişledi, serpildi. Benim amca çocukları kara delik oldu. Dünyaya sırtını verince üç bin ışık yılı uzakta mütevazı bir delik, ama kendilerine yetiyor. Ben de burada amelelik yapıyorum. Adamlar orada olay ufku parçalıyor, ergosfer yardırıyor, ben de burada KPSS çalışıyorum.

Çok ciddiye aldık biz bu evren işini, çok. Bir yıldıza kapağı atıp paşa paşa hidrojeni helyuma çevirmek vardı. Ama dinletemezdin işte. Ben kader mahkumuyum. Bütünün parçasıyım. Tek başıma insanlığa ne yapabilirim? Bak her biri ayrı telden çalıyor. Ne vardı bu kadar ciddileştirecek? Flash TV. Küstüm Show, Evlen Benle, Dedeye Sahip Çıkalım, son damla da evreni ayağa kaldıran Türk politikacılar oldu. Evren böyle bir şey değil ya.

Nasıl bir şey o zaman diye sorarlar adama. Hemen izah edeyim: böyle gayri-ciddi bir şey düşnünün, ama olağan bir şey. Endoplazmik retikulum gibi. Her zaman bizimle olan, ancak ismini pek hatırlamadığımız; söyleyince de biliyormuş gibi yaptığımız bir şey. Birisi gelip söylese heh işte! diyeceğiz. Öyle işte. Ciddiyeti hususuna gelirsek, o kadar da ciddi değil. “Evren falan” gibi bir şey. Yani “evrenin biri”, “hadi oradan evren”, “zıtt evren”, “evren mevren”, gibi…

Kısacası, çok takmamak lazım. Hesaplanamayacak kadar küçük bir gezegende, gelişmişlik adıyla çevresini yok eden, yok etmeyeni de “gelişmemiş” diye suçlayan bir gruba mensubuz. Dilini anlamadığımız varlıkların zekası olmadığını savunuyoruz. Zeki canlılar bulacağız diye dünya kadar kaynak harcıyoruz, dış uzaya çıkıyoruz. Ama yakınımızda, bizi besleyen canlıları, hatta insanları görmezden geliyoruz. Evrenin enayisiyiz. dmy.info/insanligin-gelecegi/

Bazen ben, bazen biz, bazen de o, diye konuşurum. Bilirim bir farkı yok. Fark işlevsel bir varsayım. Zamanı geldiğinde “bir”e katılacak. Büyük sayı evreninin birlerden oluştuğunu, zamanı gelince, bütün birler birbirine çarpıp “bir” olduğunda anlayacağız.

3 Comments

  1. gamze 3 Ocak 2015
    • Doğuhan Murat Yücel 3 Ocak 2015
      • gamze 6 Ocak 2015

Leave a Reply