İlk olarak, küçük şeylerden zevk almamız gerektiğini fark etmeliyiz, çünkü bu, evren karşısında küçük olan bireye kalan yegane şeydir. Sizin olmayan, size hitap etmeyen şeylerden zevk alamazsınız. Tam olarak zevk almak istiyorsanız, “sahip olduğunuz” şeye odaklanmalısınız. Küçük şeyler bir bireye ait olan her şeydir. Ya beklentilerinizi küçük varlığınıza indirmelisiniz ya da daha yüksek bir gruba ait hissetmelisiniz.
Büyük beklentilerden zevk almayacaksınız veya tatmin olmayacaksınız. Bu tür beklentilerle hep “gelecekte” olacaktır. Yaşam tarzınız, mevcut konforunuz size yetmiyorsa; her zaman bir yerden bir yere, zaman zaman sürüklenirsiniz.
Asırlar boyunca düşünürlerhayatın amacının sağlıklı olmak, hayatta kalmak olduğunu, yani bu hayattan elde edebileceklerinin %99’u olduğunu söylediler. Gerisi lüks. Ancak, bireyler daha fazlasını isterler ve istedikleri şey için ödeme yapmak istemezler. Arzunun bedeli kaygı, ıstırap ve katlanmadır. Çünkü bireysel varlığınıza yabancı şeyler sokuşturuyorsunuz.
Mutluluk bir kişisel standart meselesidir. Mutluluk için evrensel bir standart yoktur. Sadece beklentilerin karşılandığında mutlu olabilirsiniz. Mutluluğunuzda sizi mutlu edeceğini düşündüğünüz standartın ve ölçütlerin, dışsal olaylardan ve sahip olduğunuz şeylerden daha fazla payı vardır.
Sorun, standartların, kriterlerin ve beklentilerin çok yüksek veya ulaşılamaz olması. Çoğu insanın kafasında ideal hedefler vardır ve bunlar genellikle yoktur veya onlar için uygun değildir. Çünkü mutluluklarını diğer insanları referans alarak ölçmeye çalışırlar. Başkalarına göre yaşayamazsınız.
Kendinizi başkalarıyla karşılaştırmayı bırakın, bir nedenden dolayı sizsiniz. Sorumluluklarınız başkalarını da hesaba katmalı ama başkalarına göre arzu ederseniz asla mutlu olamazsınız. Ne akıllarından ne de bu arzuların sonuçlarından emin olamazsınız. Başkalarının neyi, neden ve nasıl yaşadıklarını asla bilemeyeceğiniz için, kendinizi yalnızca bireysel standartlarınıza göre tatmin edebilirsiniz.
Ayrıca, arzu yerine getirilecek bir şey değildir, arzulama aslında arzulamayı sürdürme girişimidir. Arzu nesnesi her zaman sizden uzaktadır. Nesneyi istemiyorsunuz; arzulayanı istiyorsun. Bu gördüğün bir kısır döngü…
Neden standartlarını düşürmüyorsun, küçük şeyler düşünmüyorsun, zaten sahip oldukların var mı? Dikkatiniz her zaman ufkun arkasındaki bilinmeyene yönlendirilir. Şimdiki anı ve her şeyinizi, gerçeği seçmek size kalmış.
Nefes almak azdır, ancak hayatidir. Nefes almak sana neden yetmiyor? Zaten çantada, değil mi? Sorun bu, arzulamak istediğinden fazlasını istemektir. Çatışma, lüks şeyler için, diğer bir deyişle hayati olandan daha fazla olan her şey için ödeme yapmak veya acı çekmek istemediğinizde ortaya çıkar.
Bir hırsız, bir Zen ustasının evine girdiğinde, içinde çalacak hiçbir şey olmadığını fark etti. Usta karşısına çıktı. “Beni ziyaret etmek için uzun bir yoldan geldin,” dedi hırsıza, “ve elin boş dönmemelisin. Lütfen kıyafetlerimi hediye olarak al.” Hırsızın kafası karışmıştı ama kıyafetleri alıp kaçtı. Üstat çıplak oturdu, Ay’ı izledi. “Zavallı adam,” dedi, “keşke ona bu güzel ayı verebilseydim.”
Mutlu olmak için kıyafetlere bile ihtiyacımız yok. İş bulmak veya başka şeyler yapmak için giysilere ihtiyacımız olabilir. Ancak anlık mutluluk, beklentilerimize ve bizi neyin mutlu edeceğine dair kendi spesifikasyonlarımıza dayanır. Şimdi sadece şu andan itibaren beklentinize bağlı.
Hayatınızdan zevk almak istiyorsanız küçük şeylerden zevk almanız gerekecek. Arzular her zaman uzaktadır ve geriye kalan tek şey küçük şeylerdir. Sonuçta küçüksün. Evrende sadece küçük bir toz parçasısın, sadece küçük, küçük şeylere sahip olabilirsin. Bu küçük şeyler üzerindeki iddialarınızdan vazgeçerseniz, yaşam deneyiminden tam anlamıyla zevk alma şansınızı kaybedersiniz. Ego küçük, sahip olduğun küçük şeylerle şu andan en iyi şekilde yararlan.
Genel olarak, “Ben” olarak adlandırdığınız şeye ait olan tek şey küçük şeylerdir. Diğerleri, büyüklerin her zaman paylarını almaya çalışan ortakları vardır. Onlar gerçekten senin olmayacaklar. Ayrıca, küçük şeylerden zevk almaya alışırsanız sonsuza kadar mutlu olursunuz. Evren karanlıktır ama tek bir mumun ışığını söndürecek kadar karanlık yoktur.
Ve unutmayın mutluluk paylaştıkça azalmaz aksine çoğalır. Bu sahip olmakla ilgili değil, vermekle ilgili. Asla “size” ait olmayacak yüksek standartları, büyük beklentileri vermek, vazgeçmek.
https://www.dmy.info/en/why-and-how-to-enjoy-little-things/ adresindeki yazının yaklaşık çevirisidir.