umutsuzluk nedir

Umutsuzluk Nedir

umutsuzluk nedirUmut nedir? diye sormadan önce umutsuzluğun ne olduğunu soruyoruz. Çünkü ilginç olan şey umutsuzluk diye bir şey olmasıdır. Yaşayan her şey hayattan umutlu olduğu için vardır. Umut hayatın temel gereklerinden biridir. Başlangıçta hayat bir hedefle yola çıkmamış olabilir. Ancak bir umut vardır. Her şeyin bir nedeni vardır. Her hareketin bir sonucu vardır. Canlılık da umut etmekle oluşmuştur. Bak: dmy.info/hayat-nedir

Umutsuzluk, geleceğe dair beklentilerimizin olumsuz yönde olduğu duygusal durumdur. Geleceğin kötü olacağını sandığımız, iyi şeyler “ummadığımız” hissidir. Ümitsizlik olarak da bilinen bu durum, çağdaş zamanlarda giderek artan oranda görülmektedir. Eskiden insanlar umutsuz kalmak için fırsat bulamıyordu. Yani günümüzdeki gibi duyguları çeşitlendirmeye olanak yoktu. Avlanmak, ısınmak, tehlikelerden korunmak gibi hayati eylemler arasında umutsuz kalamadık. “Mecburen” umutluyduk. Çünkü başka çaremiz yoktu. Günlerdir bir şey yememiş bir insan nasıl “umutsuz” olabilirdi ki? Umutlu olacak ki o yiyeceği bulsun ve bulma olanaklarını değerlendirsin.

Umutsuzluk, ümidin kaybolması, insanın dışındaki bir olay değildir. Tamamen içten ve kendimize yönelik bir bıkkınlıktır. Neden umutsuz olacakmışız? Neden bize ulaşmaya çalışan fırsatlara gönlümüzü kapatalım? Hayat bir umudun meyvesidir. O kadar galaksiye, gök cismine ve karanlık uzay boşluğuna bakan biri “canlılık” gibi bir şey olduğunu aklına getirmez. Evrende şimdiye kadar baktığımız hiçbir yer canlı hayatı içermiyor. Bu yüzden olasılıklar katrilyonlarda bir gibi oranlara denk geliyor. Her geçen gün de bu olasılık azalıyor. Ancak biz bu küçük olasılık içerisinde Dünya’da yaşıyoruz ve Dünya dışı yaşam umutsuzluğunu hiç aklımıza getirmiyoruz.

umutsuzluk nedirDüşünmeye fırsat bulanların bir kısmı umutsuzluğa kapılıyor. Bu bir boş zaman ürünüdür. Daha önce Biz- Sevgi Hikayesi, Mekanik Evren, Biz Olmak, İnsan Olmak gibi yazılarda hayatın toplumsal niteliğinden bahsetmiştik. Yani her şey bir bütünün parçasıydı. İnsanlar ve bireyler de bir işbirliğinin taraflarıydı. İmece şekilde yaşadığımızı betimlemiştik. Herkesin payının olduğu, bizim oluşturduğumuz bir hayattan umudu nasıl kesebiliriz? Eğer büyük evren bütününe inanıyorsak, her şeyin karşılığı olduğunu nasıl yadsıyabiliriz? Taraflarının bizler olduğu bir ortaklıktan nasıl ümidi keseriz?

Biz kendi ürünümüz olan günlük yaşantılardan etkilenerek umutsuzluk denen garip hisse kapılıyoruz. Çağdaş hayatın insanı kendine yabancılaştırması ve temellerini unutturması söz konusudur. Yaşarken belli bir amaç, bir erek, bir varış yeri gözetmiyoruz. Öylesine yaşadığımız bu hayatta, ne bekliyoruz ki ondan ümidimizi yitirelim? Anlamları kendimiz üretirken, geleceği şimdi ile oluştururken nasıl olur da beklentilerimizin önünü keseriz? Tek yapacağımız umudu öldürmemektir. Bizi yaşatan ve hayatın da öncesinde yer alan bu doğal durumu bozmamaktır.

Ayrıca Bakınız

3 Comments

  1. vvvvv 15 Nisan 2015
  2. djksldl 2 Mayıs 2015
  3. Namık Kemal 29 Mayıs 2016

Leave a Reply