Sahnede telaşa düşenlere bir tavsiye, işine bak. Kimse seni izlemiyor, onlar etkinliğe bakıyorlar. Sen de etkinlik için oradasın. Başkasının kostümünden sana ne? Faydası var mı oyun başladıktan sonra? Başkası kötü oynamış, iyi oynamış ne fayda! Seyirci bile ikinci planda. Herkesin amacı oyun, herkesin amacı etkinlik. Sen kendine bak, oyun güzelleşsin.
Birçok unsuru olan bir sistemde kişinin yapması gereken kendi işini iyi yapmaktır. Başkasına bakmak, başkasına göre yaşamak rolün ihmalidir. İnsan sadece kendini bilebilir, o da baktığı ölçüde. Dışarısı her zaman bir tahmindir. Her zaman yanılma payı vardır. Zira büyük filozof Kant’a göre başka şeyleri anlamamız imkansızdır. Dışarıdan emin olmak kendini kandırma kabiliyeti ölçüsünde mümkündür. Yetiştirildiğiniz çevreye, size verilen gerçeklere mahkumsunuzdur. Hayat sahip olduklarınızla ne yaptığınızdır. Başkasına göre yaşamayı bırakıp kendi rolüne odaklanmak “verilmiş” hayatlarımızda tek çıkar yoldur.
Dışarıya çok bakıyoruz. Dışarıda kimse yok. Hepimiz aynı yolun aynı yolcusuyuz. Kendimizi beğendireceğimiz kimse yok. Kendimizi beğendirmeye gerek yok. Bütünün güzelliğinden daha ön plana geçemeyiz. Siz varsanız bütün için varsınız. Bütün de sizin için var. O zaman ne bu telaş, ne bu övünme- yerinme. Rolüne odaklan sakin bir şekilde, utanma sana “verilen” bu rolde.
Her zaman kendine bakacaksın. o da bakman gerektiği için değil, insan bakmadan duramadığı için. gözlerini bir yere dikmen gerekiyorsa gökyüzüne dik, veyahut nereye bakarsan bak kendini gör. Gör ki mutluluğun dışarıda olmadığını anla. Elindekine bak, neye sahipsin. Yani kendini keşfet. Herkesin rolü kendine. Sıfatlar ise gelip geçici bu metinde. Performans önemli, görüntü sadece tat katmak için var. Olayı kaçırmadan, etkinliği ihmal etmeden yaşamalı. İyi veya kötü, zengin veya fakir sadece dekor olabilir.
Gariban bir çocuğu oynuyorsan ne güzel. O garibanlığı yüceltmek sahnedeki en görkemli şeydir. Kötülükler içinde doğduysan iyiliklerin yıldız gibi parlayacaktır. Yokluk en ufak varlığın bile zenginlik olmasını sağlayacaktır. Yeter ki kendine bak. Cevaplar dışarıda değil. Sorun da çözüm de sensin. Büyüde, masalda cevap arama cevap sensin. Başkasından medet umma, kendine bakmadıkça. Sorun senin, rol senin ve sen kendinin çaresisin.
Dışarı çıkmadan son bir kez baktığımız aynaya bile başkasının gözünden bakıyoruz. Başka insanlar gibi olmak veya gıpta ile onları izlemek için aynalara yansıtılan ışık ile hapsedilmiş tiyatroların bize piksellerle aktarılmasına hipnotize oluyoruz. O küçük kutu kutu odalarımız da koskoca evrende ki rolümüzün kıymetini bilmiyor ve başka insanların rollerine girmeye çalışırken çok önemli bir mevzuyu unutuyoruz. Herkes Juliet olabilseydi ortaya bir tiyatro çıkmazdı!
Medeniyette bir araya geldikçe başka bir şeye bakamayacak kadar kalabalık ve meşgul olmuşuz. Aslında sorun insanlığa bakmak. Ancak gözleri kapatılmış birey kendi içine bakıp evreni görebilir, insanlığın perdelediği.