Darbe yapmaya çalışan bir avuç sorumsuzun kendilerine “Yurtta Sulh Konseyi” demeleri ne anlama geliyor? Barıştan bahsedenlerin savaşın sorumlusu olmaları ne kadar da ilginç. Bu yöntemin akıl hocalarını tahmin etmek zor değil. Onlar ki Müslümanları terörle suçlayıp tüm İslam alemini terörize etmişlerdir. Onlar demokrasi götürmek bahanesiyle ülkeleri işgal edip demokrasileri yok etmişlerdir. Onlar gelişme yalanlarıyla kendilerinden başka herkesi geride bırakmışlardır.
“Yurtta sulh” ile ne demeye çalışıyorlar? Kiminle savaşıyoruz ki sulh edeceğiz? Bugün Türkiye’nin iki tane düşmanı vardır. Biri cehalet ki IŞİD bunun aracıdır. Diğeri de kötülük ki Amerikan kapitalizmi ve onun polisi olan PKK, İsrail vs. terör odakları bunun aracıdır. Darbeciler bu ikisine karşı girişilen savaşı sabote etmek için talimatla harekete geçmiştir. İki savaşın engelleyicisi olarak kapitalizmin hizmetkarı din sömürücüleri kullanılmıştır. Devletin tüm makamlarına sızan bir cemaat orduyu içeriden vurmuştur. Bu cemaatin devlet makamlarından kovulması savaşına da sulh getirmek istemişlerdir. Toplumumuz cemaatle bir savaş içindedir, Yurtta Sulh Konseyi de cemaatin emrindedir. Cemaat de ABD. nin bir projesidir. (Bir Amerikan geleneği olarak darbecilik ve darbeyle düşürülen onlarca hükumeti araştırmanızı öneririm)
Türk toplumunun askeri idare ile çözülecek bir sorunu bulunmamaktadır. Kötülük ve cehaletle savaş önceden vardı, gelecekte de olacaktır. Yurtta sulh adına tezat biçimde yurtta kargaşa çıkarmayı amaçlamışlardır. Aslında başarısız olacaklarını bile bile harekete geçmişlerdir. Bir kere Ankara’da alçak uçuş yapan jetler ile başlanmasının hiçbir anlamı yoktur. Öte yandan darbe yapılacaksa önce köprü ve havalimanlarına değil hükümetin başına gidilir. Boğaz köprülerine tankların yürütülmesi ve meclisin bombalanması simgesel olaylardır. Darbe hükümeti devirmek için değil Türk toplumunu yaralamak için yapılmıştır. Tek amaç bu toplumu yaralamak ve birbirine düşürmektir.
Buna amatörlük denemez. Darbe için talimat alan subaylar aptal olabilir, ancak onları yönlendirenler hedeflerine ulaşmışlardır. Şu an iki cephede savaş veren Türk ordusunun içeriden birbirini vurması sağlanmıştır. Türk ordusu Türk meclisini bombalamış, boğaz köprüsünde kendi halkına ateş açmıştır. İki büyük sorun içindeki ülkenin böyle bir rezalete imza atması teröristler için paha biçilemez bir fırsattır. Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ve bunu en güçlü olduğu tarafından, ordudan yapmak büyük başarıdır. Yurtta Sulh Konseyi’nin adı ve içeriği de bunun kanıtıdır.
Meclis kendi savaş uçağı tarafından bombalanmıştır. Bunu tekrar söylemeliyiz. İçinde Türklerin olduğu uçaklar, helikopterler, tanklar kendi devletlerine saldırmıştır. Yurtta Sulh Konseyi adlı paravanın ardındaki isimler bunun mimarıdır. Önce etnik, sonra dini ayrım yaparak buna çabalamış; son olarak da ordunun kendi devletine saldırmasını sağlamışlardır. Bundan kimin yarar sağlayacağını düşünürsek paravanın ardındakileri de görebiliriz. Bu coğrafyanın istikrarsızlaşması kimin işine yarar? Acaba bölgenin güç kaybetmesiyle kim buralara yerleşecek?
Yurtta Sulh Konseyi askerlik görevini yapmaya çalışan ve öğretildiği gibi emirleri uygulayan çocuklara darbe yaptırmaya kalkmıştır. Sıradan insanların çocuk yaştaki bu insanları linç etmesi sağlanmıştır. İnsanlar kendi askerlerini gözlerini kırpmadan dövmüş, öldürmüştür. Yurtta Sulh Konseyi böyle bir şeyin başı olarak içimizdeki kötülüklerin son halidir. Kötülüğün ve cehaletin vücut bulmasıdır. Daha önce terör eylemleri için söylediğimiz gibi, kötülük ve cehalet savaşla değil düşünerek yok edilecektir. Yurtta Sulh Konseyi de sokakta linç edilen asker değil, kafaların içindeki niyetlerdir.
YAZIK SANA ÇOK AYIP. felsefecisin sen. yazılarındaki anlam senden farklı düşünenlerle ortak payda sağlamanın tek yoluydu.bu kadar siyasete bulaşmış yazılarını görünce midem bulandı kusura bakma.sözde derin düşüncelerindeki güzel ana fikirlerin malesef askıda kalıyormuş.seni tanımıyorum sadece yazılarından kim olduğunu tahmin ediyorum.benim bildiğim felsefeciler her daim düzene inat tam karşısında durmuşlardır örnekler çok sen daha iyi bilirsin.felsefeci dediğin düzeni savunan değil düzenin yarattığı tahribatları acıları anlayıp kavrayarak en başta düzenin mağdurlarına haykırarak savaşır kokuşmuş düzenlerle.bunu gerekirse canına rağmen yapar.sana neden yazdığımı bilmiyorum.belkide bu öfkelenmem seni daha önceden yanlış tanımamla alakalıydı belkide sen hep buydun ben değiştim.her neyse okusan da okumasan da kırgınım üzgünüm mutsuzum ve çok öfkeliyim
Kardeş ne siyasetinden bahsediyorsun? Memleket elden gidiyor. Bunun iktidarla politikayla alakası yok. Yaşadığımız yerle, yaşamımızla alakası var. Tankları üzerimize sürdüler, kendi vatandaşımızı bombaladılar. İnsanlık namına konuşmamız şarttır.