başkalık peşinde

Başkalık Peşinde Hayat

başkalık peşindeGülmeyi seviyoruz, ama her an gülmek istemiyoruz. Mecburi kahkahanın işkence olacağını tasavvur edebiliriz. Her zaman komedi eserleri okumuyoruz, üzülmek de istiyoruz. Birilerine kendimizi gıdıklatmıyor, bazı ortamlarda da gülmeyi saçma buluyoruz. Biraz da sıkıntı ve hüzün aradığımızı söyleyebiliriz. Gülmenin yanında ciddiyet de istiyoruz. Belki gülmek en iyi seçenek olsa da biz en iyiyi aramıyoruz. Aradığımız şey “başka”

Başkalık peşinde bir hayatın yolcusuyuz. Bir yerde duramıyoruz. Gülmekte duramadığımız kadar ağlamakta veya sıradanlıkta da kalamıyoruz. Bir yerde olmak, öylece durmak çekici gelmiyor. Biz durmanın değil atılmanın, sıradanlığın değil başkalığın eseri ve esiriyiz. Hiçbir konuda uzlaşamamışız, uzlaşmak ve durmak bize ters. Renkler hakkında tartışsak da en güzel rengin kanununu çıkarmamışız. Kesinlik diye tutturmuş, ama ulaşamamışız. Müthiş kanunlar çıkarmış, onları iptal etmiş, yenisini çıkarmışız. Kanunların suçu yok, biz sadece başkalık peşindeyiz.

O kadar fikir, o kadar zevk ve tercih var, ama yenilerini türetmekten çekinmiyoruz. Okunacak kitaplar bile ömürler boyu, ama yetinmiyoruz. Yetinmeyi edebi olarak kullanıyoruz, ama gerçekte başkalık peşinde koşuyoruz. Farklılık arıyoruz, güzellik bile değil. Ne kadar güzel, ne kadar eğlenceli olursa olsun hiçbir şey üzerinde durup dingin şekilde kalamıyoruz. Kalanı da ayıplıyoruz.

Bin yıl önceki beğenilerin hiçbiri kendilerinden önceki bin yıla uymuyordu. Zira biz de bin yıl önceden çok farklıyız. Tarihin gidişatına göre gelecekte “başka” olacağız. Başkalığa yanlış diyemeyiz, bu bizim olayımız. Farklılık, başkalık olsun diye yaşıyoruz. Bireylerin uzlaşamaması gibi toplumlar ve türler de başka başka. Hatta bu durumun bile başkasını arayıp uzlaşmayı ve yetinmeyi olumlayarak başka bir başkalık yaratıyoruz. Ama tutmuyor.

Biz adam olmayız diyemeyiz, adam olmamak ölçüt olsaydı adam olmayı denerdik. Aynen her zaman mutluluğu seçmediğimiz gibi. Heyecan ve korku arıyoruz, bazen de sessizlik. Korkmak için filme gidiyor, tehlike yaşamak için lunaparklarda geziyoruz. Canımızı acıtmak için acı yiyor, durmaya zıtlık olsun diye hız yapıyoruz. Ölümü bile arıyoruz hayatın zıttına. Başkalık peşinde sürükleniyoruz, başka olsun diye yaşıyoruz evrenin tekdüzeliğinde.

Ayrıca Bakınız

Leave a Reply